Etiket arşivi: ролс ройс

Rolls-Royce bir döneme veda ediyor

RollsRoyce Motor Cars Yönetim kurulu başkanı Torsten Müller-Ötvös, “90 yılı aşkın bir süre önce piyasaya çıkışından beri, ‘Phantom’ adı altında üretilen her otomobil diğer tüm lüks ürün standartlarını baştan yazdı. Phantom VII, Rolls-Royce’un rönesans döneminin ilk bölümünü tanımladıktan sonra asil bir şekilde sahneyi terkerderken, başarısının üstüne eklemeler yaparak onun yerine geçecek varisini üretmek için sabırsızlanıyoruz. Yepyeni cüretkar bir otomobil mimarisi dünyanın en ünlü lüks araçlarının geleceğini aydınlatmayı vaat ediyor olacak.” şeklinde açıklamada bulundu. 1925’te ‘New Phantom‘ adlı eserin yaratılışından beri, lüks araçlarda bu efsanevi ismin her nesli, yalnızca Rolls-Royce tarihinde değil, tüm dünya tarihindeki yerini tanımlamaya devam etti. Basit bir şekilde bu, dünyamızı tanımlayan ve son 90 yıldır dünyanın dönmesini sağlayan insanların tercihiydi. Phantom I (ya da o zamanki adıyla “New Phantom”) ünlü atalarının listelerde ‘Dünyanın En İyi Arabası” olarak yer aldığı beklentilerin yükünü taşıyarak bu günlere geldi ve emin adımlarla bu başarıya ulaştı. Bu başarısıyla birlikte, Rolls-Royce’u eşsiz otomobil üreticisi olmanın ötesine, varolan tüm lüks uğraşların standart belirleyicisi olma rütbesine taşıdı.

78 yıl sonra, Phantom VII ilk Goodwood Phantom ile Rolls-Royce’un rönesans dönemini müjdeleyerek kendi efsanesini yarattı. Ayrıca markayı dünyanın en ünlü, varlıklı ve güçlü bireyleri için en uygun araç üreticisi olarak hakettiği yere taşıdı. 13 yıldır lüks kavramını tanımlamanın ardından bugün Phantom VII RollsRoyce’un merkezindeki ustaların marifetli ellerine yaraşır bir şekilde sahneyi yeni nesil araçlara bırakıyor. Bu sonuncu 7. nesil Phantom, İngiltere West Sussex’teki global mükemmelleştirme merkezi kuruluşu adı altında Rolls-Royce’un rönesans döneminin ilk bölümünün bittiğinin habercisi.

Phantom – 90 yılı aşkın süredir konforun doruklarında

Modern varisi gibi, bu birinci nesil Phantom, böylesine önemli bir arabayı çevreleyen beklentilerin ağırlığı ile hararetli bir gizlilik ortamında geliştirildi. Baş mühendis Ernest Hives, projenin kod adını, Eastern Armoured Car (EAC), doğrulamak için fabrikanın etrafına zırhlı metaller serpiştirmeye kadar gitti. Aracın geliştirilmesi süresince devam eden bu yoğunluk ve global denetleme küçük bir mühendis ve tasarımcı takımı kendilerini gizlilik çerçevesinde Londra’nın merkezinde kullanılmayan bir bankaya kapatana kadar belki de yetmiş yıl boyunca tekrar görülmemiştir. Görevleri, yeni bir lüks manzara içinde Rolls-Royce’un doruk noktasını gerçekten cüretkar bir şekilde yansıtacak, adının ve tarihteki saygınlığının hakkını verebilecek bir Phantom yaratmaktı. Görev, derin bir değişim dönemi çerçevesinde modern bir Rolls-Royce yaratmakla görevlendirilmiş olan Hives’ın görevini çağrıştırıyordu. Phantom I ve VII’nin ikisi de varlıklı müşterilerinin değişen zevkleri ve duyarlılıkları arasında markanın gidişatını belirledi.

Phantom VII’yi tasarlarken, Ian Cameron ve tasarımcı ekibinden önce verilen hizmet de göz ardı edilemez. Yeni beklentilerin yüksek olduğu Rolls-Royce’un gün geçtikçe yükselen global seçkinlik standartlarını karşılayacak başarılı bir otomobil tasarlayıp, geliştirip ve test etmesi için sadece beş yılı vardı. Tüm dünyanın gözleri markanın üzerindeydi. Eski araçlarından esinlenme hatta Phantom I modeli ve onun varislerine yapılacak küçük bir gönderme bile büyük bir hata olurdu. 21. yüzyılın varlıklı ve söz sahibi bireyleri hükümdarlıklarına yaraşır bir özgünlük talebinde bulundular. Bu nedenle Rolls-Royce konforunun tamamen çağdaş vizyonu, marka için mümkün olan tek yoldu. 3 Ocak 2003’te, Cameron’un vizyonu nihayet dünyaya sunuldu ve global medya resmi operasyonun üçüncü gününde markanın fabrikasına kabul edildi. Hives ve onun basını uzak tutacak kurnazlıklarında olduğu gibi, Phantom VII de mutlak gizlilik içerisinde tasarlanıp geliştirilmişti. O ilk arabanın örtüsü kaldırıldığında, basın hemfikir bir şekilde Rolls-Royce ve yeni ekibini bir yüzyılın üç çeyreği içerisinde klasik boyutlar ve çizgilerin modern yorumlar ile birleşmesiyle dünyanın en görkemli aracını ürettiği için övgü yağmuruna tuttu.

Rolls-Royce tarihindeki bir sonraki büyük dönemin başlangıç temelleri, o heybetli ama zarif aracın gövdesi altında yatıyordu. Bu otomobil güç ve ağırlık tasarrufu için tasarlanmış tamamen yeni bir alüminyum gövde ve 6.75l’lik doğal çekme gücüne sahip V12 Rolls-Royce motor ile güçlendirilmiş, modern Rolls-Royce’un adını taşıyan fısıltı sessizliğinde performansı mümkün hale getirmiştir. Phantom’un simgeleşmiş kapılarının ardında, yerel bölgelerin tekne yapımı ve eyer yapma endüstrilerinden gelen yeni bir sanatçı işgücünden yararlanılarak sadece en iyi malzemelerin kullanılmasıyla zarifçe hazırlanmış bir iç mekan yatıyor. Sadece 350 kişinin ilk gününde bu işgücünün parçası olan ilk zanaatkârlar, yetişecek 1.700 yeni nesil zanaatkârın ustaları olarak hizmet ettiler; kariyerleri yedinci nesil Phantom’ın başarısıyla başladı. At arabası gövdesi üreticilerinin çağından beri ilk defa, Phantom’ın boş bir tuval olarak görev görmesi aracılığıyla markanın Bespoke programı sayesinde üretimin kişiye özgü olması müşterilerin zevkli tercihlerine sunuldu.

Medya ve müşterilerin övgüleri yakında, Hives gibi Cameron ve ekibinin de “Dünyanın En İyi Aracı” efsanesini yeniden inşa ettiğini doğrulayacaktı. O sıralarda, mükemmellik merkezinin kurulması ve sadece beş yıl içinde Phantom’un eşzamanlı geliştirilmesi ve piyasaya sürülmesi, ‘nihai büyük otomotiv macerası’ olarak duyuruldu. Phantom bir kez daha cüretkar yeni bir çağın başlangıcını temsil etti – markaya yakın olan bir çok kişinin tarihin en önemli noktası olarak kabul ettiği bir çağ… Rolls-Royce sadece 13 yıl içinde, diğer tüm lüks eşyaların değerlendirildiği standartları belirleyen bir ölçüt olarak bir kez daha kendini kanıtladı.

Son Phantom VII – Konfor harikası bir eser

Bu eşsiz otomobil sahneyi asil bir şekilde terk etmeye hazırlanırken, Phantom’un tanımladığı seyahatin altın çağını ölümsüzleştirmek adına güzelce düzenlenmiş geniş bir aks mesafeli limuzin olan türünün son örneği Phantom VII yaratılmıştır.

Bu ünlü bir Rolls-Royce koleksiyoncusu tarafından siparişi verilen göz kamaştırıcı eser, markanın merkezi olan West Sussex, Goodwood’taki Rolls-Royce rönesansının ilk bölümünü tanımlayan olağanüstü detaycılık ve usta dokunuşları mükemmel bir şekilde yansıtıyor.

Phantom modellerinin üretimi boyunca güzelce kullanılan kakmacılık sanatı, bu özel müşterinin 1930’ların tasarım ve ikonografi büyüsü hayranlığını yansıtarak çağın transatlantik gemilerini eşsiz bir şekilde tasvirliyor. Bu denizcilik teması, eşsiz bir şekilde aracın iç kısmında Powder Blue deri üzerine uygulanmış ton üzerine ton işlemeciliği ile denizin hareketini anımsatacak şekilde devam ediyor.

Gerçek Phantom tasarımında, mümkün olan her detay en ince ayrıntısına kadar düşünülür. Hem ön kabin hem de bölme duvarında bulunan saatler, büyük okyanus gemilerini süsleyen radyo saatlerinin tarzını yansıtır. 24 zaman dilimini ifade eden The Bezel (saat çerçevesi) HG Well’in zaman makinesini andırarak ve ana saate uyum sağlayarak aracın sahibine kendilerini dünyanın neresinde hissediyorlarsa orada olma hissini verecek şekilde zamanı istediği gibi ayarlama olanağı tanır.

Denizcilik teması, markanın ustaları tarafından eşsiz bir şekilde elle kesilmiş, uyandırma efekti içeren Phantom’un zarif kuzu yünü halılarına kadar uzanıyor – aynı son Phantom’ın sahneyi gelecek nesil araçlara bırakması kendi uyanışını temsil ettiği gibi…

Aracın dış cephesi göz alıcı Blue Velvet (Kadife mavi) renginde olup aracın yan taraflarına doğru uzanan çift transatlantik gemisi motifli çizgilerle süslenmiştir. Ayrıca dış cepheyi ince çizgili tekerlekler ve gümüş ‘Spirit of Ecstasy’ figürü tamamlar. Tüm bu ustaca elle işlenmiş motifler sonuncu Phantom için göz kamaştırıcı nihai bir ifade yaratır.

Bu son otomobilin bitirilmesi ve Phantom üretim hattının 13 yıl aradan sonra kapatılması, tamamen yeni bir alüminyum konfor mimarisi Phantom VIII’in duyurulması için zemin hazırlıyor. Ün kazanmış ataları gibi bu araç da standartları yükselteceğe benziyor.

Bu aracın gelişi, dünyanın en cezbedici ve en ünlü lüks otomobil markasının tarihinde başka bir harika devrin başlangıcını müjdeliyor.

Rolls-Royce Motor’dan satış rekoru

 

RollsRoyce Motor Cars, bugün yaptığı açıklamada, markanın 113 yıllık geçmişi içinde, 2015 satışlarına kıyasla %6’lık yükselme yaşanan, yıllık en yüksek ikinci satış sonuçlarını duyurdu. 50’den fazla ülkede müşterilere toplam 4.011 araç teslim edildi ve bu markanın gücünü ve direncini bir yıl boyunca dünya çapında lüks ürünler için zorlu piyasa koşullarında onaylamış oldu.

Torsten Müller-Ötvös, CEO, “Bu çarpıcı sonuç, dünyanın en seçici müşterilerine en iyi İngiliz lüks ürünlerinin küresel bağlamda hitap ettiğini kesin bir ifadeyle doğruluyor” dedi. RollsRoyce, Batı Sussex’te Goodwood’taki Centre of Luxury Excellence’taki (Lüks Mükemmellik Merkezi) işçilerin sıkı çalışmaları ve yaratıcılıklarının ürünü olan gerçek bir Büyük Britanya imalat başarısı hikayesidir. Uzun vadeli, sürdürülebilir, başarılı bir büyüme stratejisine kararlı bir şekilde bağlıyız ve bu sonuç, küresel belirsizliklerin arasında bu yaklaşımı doğruluyor. 2016, Rolls-Royce’un rönesansının başarıdaki ilk bölümüne imza atmak için mükemmel bir yıl olduğunu kanıtladı. RollsRoyce için başarı Büyük Britanya için başarı demektir ve Rolls-Royce’un merkezimizdeki yerini korumaya olan bağlılığımızı huzurunuzda tekrar doğruluyoruz. ”

Şirket, Amerika kıtasının da aralarında bulunduğu en büyük küresel pazarlarda en yüksek satış oranlarını kayda geçti; Amerika’da 12%, Avrupa’da 28% ve Asya-Pasifik bölgesinde %5’lik artışlarla. Bireysel pazarların bazıları da önceki oranları geride bıraktı; özellikle %51 artışla Japonya, %30 ile Almanya, %26 ile markanın iç pazarı olan Büyük Britanya, %23 ile Çin ve %10 ile ABD olmak üzere.

Koşulların olumsuz olduğu tek büyük bölge, tüm lüks mallar için tüketici talebinin ekonomik ve siyasi belirsizlik sebebiyle düşüşe geçtiği Orta Doğu idi. Bununla birlikte, bu zorlu piyasa koşullarına rağmen, Ortadoğu, 2016 yılının üçüncü en büyük pazar olarak kayıtlara geçti. Rolls-Royce Motor Cars Dubai, dünyada en çok satış yapan bayilik ödülünü kazandı.

Uzun vadeli sürdürülebilir büyümeye olan bağlılığının bir parçası olarak, Rolls-Royce, 2016 yılında global bayilik ağını 136’ya çıkaracak altı yeni yetkili bayii ilan etti. Yeni bayiiler Güney Kore’deki Rolls-Royce Motor Cars Studio’yu ve Dubai’de yenilikçi bir butik tarzında konsepti kapsıyor.

Modeller

Rolls-Royce’un kaliteli ürünlerine yönelik süreklilik kazanmış global talep, Wraith ve Ghost modellerinin süregelen başarıları ve 2016 yılında yeni Black Badge modellerinin tanıtılmasıyla daha da arttı. Bir diğer büyük katkı da Dawn üstü açık modellerinin şimdiye kadar yeni bir Rolls-Royce modeliyle elde edilmiş en güçlü ön sipariş oranlarıyla sağlandı.

2016, ayrıca, yedinci nesil Phantom’ın son üretim yılıydı, onun yerine gelecek modelin 2018 sonlarında piyasaya çıkması bekleniyor. Phantom, koleksiyonlarını tamamlamak için nihai kişiye özel siparişlerini güvence altına almaya can atan müşterilerle ve Rolls-Royce tarihinin önemli bir parçasına sahip olan şirketin en üst düzey “amiral gemisi” ürünü ve “dünyanın en iyi otomobili” olarak statüsünü korudu.

Kişiye Özel Ismarlama (Bespoke)

Yılın en önemli noktası, şimdiye kadar Rolls-Royce tarafından üstlenilen en büyük tek siparişin başarıyla tamamlanmasıydı: Makao’da bulunan THE 13 oteli için için özel olarak tasarlanmış ve el işi ile hazırlanan 30 adet Extended Wheelbase Phantom filosu. İlk araba, 2016 Cenevre Uluslararası Motor Show’da, The 13 Holdings Limited kurulu eş başkanı ve lüks girişimcisi olan Stephen Hung’a devredildi. Bunun gibi siparişler Rolls Royce’un otomotiv dünyasındaki tek Gerçek kişiye özel ısmarlama (Bespoke) kralı olduğunu doğruluyor.

Doğrusunu söylemek gerekirse, neredeyse satış rakamlarının önemli olduğu kadar, ısmarlama teklifinin devam eden büyümesi de Rolls Royce’un gücünün göstergesidir. Markanın temel inançlarından biri, gerçek lüksün derinden kişisel olması ve bu bağlamda Rolls-Royce’un Ismarlama kapasitesine ve işçiliğine yoğun yatırım yapmaya devam etmesidir.

2016’da üretilen neredeyse her Phantom, Ghost, Wraith ve Dawn, Rolls-Royce’u dünyanın tek gerçek el yapımı lüks motorlu taşıt yapımcısı olarak doğrulayan eşi benzeri olmayan Ismarlama (Bespoke) tasarım öğelerini içeriyor. Bu pozisyon, 2016 yılında Phantom Zenith Koleksiyonu ve “Dawn – Inspired by Fashion” modelinin yanı sıra “Ghost Eternal Love”, “Nautical Dawn”, “Dusk to Dawn” ve “Phantom Wisdom” gibi benzersiz modeller de dahil olmak üzere en yeni ısmarlama (Bespoke) koleksiyonları ile güçlendirildi. Phantom Zenith Koleksiyonu için Bespoke Wraith Luggage Koleksiyonu ve Picnic Hamper da dünya çapında ciddi beğeniler alarak yüksek talep gördü.

Rolls-Royce’un başarısı, konfor seven müşterilerin gereksinimlerinin içtenlikle karşılanmasına dayanmaktadır. Bu, 2016’da ikisinde de olağanüstü sonuçlar elde eden, markanın “Provenance” (önceden sahip olunan) ve “Financial Services” (Finansal Hizmetler) programlarının başarısında da yankılandı. Bu özel çözümler, günümüzün lüks patronlarının çoğunun kaliteli nesnelere yatırım yapma yollarını yansıtıyor.

Kapanışta Müller-Ötvös, “Geçtiğimiz yıllar boyunca tarihi markamızın kazandığı başarılardan gurur duyuyoruz. Rolls-Royce, kendinden emin bir şekilde kararlılıkla ilerlemekte. Çok yönlü lüks dünyasıyla ilgili benzersiz ve ayrıntılı anlayışımıza dayanan iş modelimiz, benzersiz ve ayrıcalıklı bir marka olarak sağlam adımlarla gelişim üretmeye devam ediyor. Müşterilerimizin bizden talep ettiği budur ve bizim sunacağımız hizmet de bu olacaktır.” dedi.