Kategori arşivi: Kazalar ve Güvenlik

Zırhlı otomobil Audi A8 Long: A8 L Security

Audi, dünyada birçok devlet başkanı, kraliyet ailesi ve üst düzey yöneticinin tercihi olan zırhlı A8 Long’u yeniledi. Standart A8 gibi sportif, zarif ve dinamik bir görünüme sahip A8 L Security, el bombasına dayanıklı zırhının yanında yolcu güvenliği için birçok donanımı birleştiriyor

Audi’nin ultra hafiflik felsefesi ile üretilen A8 L Security, üretimin ardından 450 saatlik el işçiliği ile güvenlik ekipmanları eklenerek son hale getiriliyor. Çelik zırhı, özel alaşım alüminyum, seramik kaplamaları ve çok katlı camları ile birçok teste tabi tutulan A8 L Security, sivil zırhlı araçlar için verilen VR7 sertifikasına da sahip. Bu sertifika, zırhlı sivil araçların, NATO standartlarında birçok silaha karşı güvenlik sağlamasını gerektiriyor. Yapılan testlerde aracın el bombasına karşı da koruma sağladığı da belirlendi.

Lastik patlasa bile yoluna devam ediyor
A8 L Security’nin yolcu bölümünde iki adet tekli koltuk bulunuyor. Bu koltuklar, havalandırma veya masaj sistemine sahip. Yolcunun dışarıya çıkmadan aracın çevresindekilere seslenebildiği hoparlör sistemine bulunan A8 L Security’nin lastikleri de özel olarak tasarlandı. Lastik patladığında bile, araç azami saatte 80 kilometre hızla yoluna devam edebiliyor.

Yangın söndürme sistemi
A8 L Securtiy, opsiyonel olarak geniş bir donanım yelpazesine de sahip. Audi’nin patentini aldığı acil çıkış sistemi, sürücünün bir düğmeye basması ile aktif hale getiriliyor ve yolcu, hafif bir güç uygulayarak, aracın arka kapılarının gövdeden tamamen ayrılmasını sağlayabiliyor. Bu da yolcuya, acil durumlarda aracı hızlı bir şekilde terk etme imkanı sunuyor.

Opsiyonel olarak sunulan bir başka güvenlik sistemi ise, temiz hava sistemi. Bu sistem, istenildiğinde, dışarıdan gelen tüm hava girişlerini durduruyor. Aracın güvenli bölgesinde bulunan kartujlardan, içeriye temiz hava sağlanıyor. Böylece, zehirli veya kimyasal gaz saldırısında bile araç içindekiler etkilenmiyor. Yangın söndürme sistemi de, herhangi bir yangın karşısında devreye giriyor ve yangın söndürücüler otomatik olarak motordaki veya yakıt deposundaki alevleri söndürebiliyor. Uzaktan Çalıştırma Sistemi ile araç sürücü tarafından, önceden çalışır hale getirilebiliyor.

İki motor seçeneği
A8 L Security 4.0 lt TFSI ve W12 FSI olmak üzere iki motor seçeneği ile satışa sunuluyor. 4.0 litre hacimli motor seçeneği, 435 HP güce sahip. Bu model 0’dan 100 km/s hıza 7.5 saniyede ulaşabiliyor. 500 HP gücündeki 12 silindirli W12 FSI versiyonu 0’dan 100 km/s hıza 7.1 saniyede erişebiliyor.

Volvo kamyonlar güvenlikte çağ atlıyor!

Volvo Kamyon, yeni kombine fren sistemi ile sürücülerin zorlu mücadele verdiği kaygan yollarda sürüş güvenliğini en üst seviyeye çıkartıyor. Treylerin fren sistemiyle entegre çalışan kombine fren sistemi, araçların denge kaybı yaşamasını ve treylerin savrulma tehlikesini ortadan kaldırıyor.

Zorlu hava şartlarına tanık olduğumuz bu kış günlerinde, özellikle yokuş aşağı sürüşlerde kamyonun aniden şeritten çıkmasının, sürücü aracın kontrolünü yeniden kazanmayı başarsa bile, hem karşı şeritten gelen araçlar hem de kamyon sürücüsü için son derece tehlikeli bir durum yarattığı bir gerçek. Bu tip durumları en aza indirmek için Volvo Kamyon tarafından geliştirilen kombine fren sistemi, kaygan ve yokuş aşağı yollarda treyleri elektronik olarak stabilize ederek aracın dengesinin korunmasını sağlıyor ve kazaların minimize edilmesi hedefliyor. Trafik güvenliği alanında uzmanlaşan Volvo Trucks Kaza Araştırma Ekibi’nin yaptığı araştırmaya göre geçtiğimiz yıl yalnızca İsveç’te yaşanan kamyon kazalarının yaklaşık 60’ının kombine fren sistemiyle önlenebilir olması ise bu hedefi daha anlamlı kılıyor.1

Volvo Trucks Trafik ve Ürün Güvenliği Direktörü Carl Johan Almqvist, “Her ne kadar azalma eğiliminde olsa da kamyon kazaları, Avrupa’da her yıl yaşanan 30 bin ciddi trafik kazasının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturmayı sürdürüyor2. Geliştirdiğimiz etkin kombine fren sistemi, stabilite ve çarpışma uyarı sistemleri sayesinde sürücülerin zorlu sürüş koşullarında riskli durumlardan kaçınmalarına yardımcı oluyoruz. Kombine fren de, trafik güvenliğini arttırma ve kamyonların sebep olduğu kazaları azaltma yönündeki uzun vadeli çalışmalarımızın en önemli parçalarından sadece biri. Kombine fren sistemimizi deneyen sürücüler, sistemi etkileyici buldular. Bu frenler çekici ve treyler araçlarda kullanılmaya başlandığında, daha da fazla sürücü zorlu yokuşları güvenli ve basit bir biçimde aşma fırsatı bulacaktır” dedi.

Kombine fren, dünyada yine ilk kez Volvo Kamyon tarafından kamyonlarda kullanılmaya başlanan elektronik stabilite programı (ESP) ile birlikte çalışıyor. ESP sistemi yüksek hızda verim gösterirken, kombine fren sistemi ise 40 km/s’nin altındaki hızlarda dahi aktif kalarak iki sistem bir arada çalıştığında aracın dengesini ve direksiyon hâkimiyetini arttırıyor.

Volvo Kamyon Fren Uzmanı Mats Sabelström, kombine fren sistemini ESP’nin düşük hızlarda çalışan bir versiyonu olarak açıklıyor. Araç, ineceği yokuşun başına yaklaştığında, sürücü sistemi manuel olarak devreye sokuyor. Sürücü ayağını gaz pedalından çektiğinde treylerin frenleri otomatik olarak devreye giriyor ve araç yokuşun sonuna ulaşana dek düzenli aralıklarla fren uyguluyor.
Kombine fren sistemi Volvo FH kamyon römorklarda ilk kez 2012 yılında, Volvo FM modelinde ise 2013 yılında kullanılmaya başladı. Sistem, Volvo FH ve Volvo FM yarı römork çekicilerdeyse 2014 yılında kullanılmaya başlanacak.

Kombine fren hakkında
• Fren, özellikle kaygan yollarda ve virajlarda yokuş aşağı sürüş güvenliğini arttırıyor.
• Treyler frenlerini kısa aralıklarla uyguluyor
• Aracın sürüş doğrultusunu düzelterek direksiyon hakimiyetini arttırıyor ve savrulma riskini azaltıyor.
• Kombine fren, 40 km/s altında devreye giriyor.
• Volvo FH kamyon römorklarda ilk kez 2012 yılında, Volvo FM kamyon römorklarda ise 2013 yılında kullanılmaya başlandı. Yarı römork çekicilerdeyse 2014 yılında kullanılmaya başlanacak.

Kötü hava şartlarına ayak uydurun!

Goodyear EMEA ve Avrupa Sürücü Okulları Federasyonunun (EFA) yeni araştırmaları, Avrupa’daki sürücülerin çoğunluğunun (%66) olumsuz hava koşullarına hazırlanmanın önemini anlamadan ehliyet aldığını ortaya koyuyor. Sürüş eğitimi veren eğitmenler, sürüş testini geçen tecrübesiz sürücülerin sadece yüzde 34’ünün elverişsiz hava koşullarına hazırlanmanın önemini anladığını belirtiyor.

Goodyear EMEA, geçen sene genç sürücülerin katılımıyla gerçekleştirdiği yol güvenliği anketini bir adım öteye taşıyarak Avrupa Sürücü Okulları Federasyonu (EFA) işbirliğiyle genç sürücüleri eğiten öğretmenlerin katıldığı bir anket gerçekleştirdi.

Goodyear gerçekleştirdiği bu araştırmayla, genç sürücülerin yol güvenliği ile ilgili farkındalıklarını artırmayı, fikir ve tecrübe seviyelerini daha iyi anlamayı hedefliyor. Araştırmanın olumsuz hava koşullarına hazırlık bölümünde, Türkiye’deki sürücü eğitmenlerin yüzde 82’sinin öğrencilerine kötü hava koşullarında yapılması gerekenleri öğrettiği ortaya çıkarken, Avrupa’da bu oran ortalama yüzde 51’e denk geliyor. Sonuçlar, sürüş eğitmenlerinin kötü hava koşullarına hazırlanmanın önemini öğrencilerine aşılamak için zamanı olmadığını ortaya koyuyor.

2013 yılında yapılan araştırmada, sürüş eğitmenlerine göre, bakımlı lastiklerin önemi, genç ve acemi sürücülerin sadece yüzde 38’i tarafından anlaşılıyor ve öğrencilerin sadece yüzde 40’ı tarafından yağ, antifriz ve silecek sıvısı seviyesini kontrol etmeyi bildiği ileri sürülüyor.

Öte yandan 2012 yılında yapılan araştırmada acemi sürücülerin yüzde 89’unun yol güvenliği için bakımlı lastiklerin öneminin farkında olduğu, yüzde 60’ının diş derinliği kontrolü yaptığını, yüzde 82’sinin ise yağ, antifriz ve silecek sıvısı seviyesini kontrol ettiğini ortaya koymuştu. Bu iki anket karşılaştırıldığında; acemi sürücüler daha çok kendine güveniyor ve olumsuz hava şartlarında ne yapmaları gerektiğini bildiklerini düşünüyorlar.
Güvenli sürüşü teşvik etmek amacıyla, karşılaşılacak farklı yol ve mevsimsel koşullarda sürücülere yardımcı olabilecek yenilikçi lastikler geliştirme konusunda lider Goodyear’ın 2012’de genç sürücülerin katılımıyla gerçekleştirdiği araştırmada, acemi sürücülerin yüzde 50’sinin olumsuz hava koşullarında araç kullanmaya hazır olmadığı, sadece yüzde 60’ının sıcaklıklardaki düşüş nedeniyle yaz lastiklerini kış lastikleri ile değiştirdiği ortaya çıkmıştı. 2012’de çıkan sonuçlardan bir diğer bulgu ise genç sürücülerin ıslak yolda araç kullanırken kendine güven duymamalarıydı.