Kategori arşivi: Haberler

Paris Otomobil Fuarı 2014: Ssangyong’dan 1.6 litre motor

Güney Koreli 4X4 üreticisi Ssangyong Paris Autoshow fuarında B segmentinde konumlandırdığı SUV’lerini tanıttı.

XIV AIR ve XIV ADVENTURE modellerini fuarda görücüye çıkaran marka ezber bozacak yeni araçları ile de tasarım ve dizayna büyük önem verdiğini gösterdi. Türkiye Distrübütörlüğünü Şahsuvaroğlu Dış Ticaret’in yürüttüğü Ssangyong bu yeni modelleri ile B segmentine de adım atmış oluyor.

Geliştirilmiş ve güçlü konsepti güven veriyor!

1.6 litre motor hacmi ile görücüye çıkan XIV Air ve Adventure, SUV’ler içerisinde farklı tasarımı, çizgileri ve özellikleri ile rakiplerini oldukça zorlayacak gibi duruyor. Marka 6 ileri otomatik ve manuel şanzıman seçeneklerini benzinli ve dizel versiyonları tercihinize sunuyor. Son teknoloji ile donattığı XIV Air ve XIV Adventure’da da yakıt ekonomisini ön planda tutan Ssangyong, stop/start sistemi ile 2 veya 4 tekerlekten çekiş kombinasyonlarını kullanıyor.

Yüksek seviye güvenlik parolasını XIV’lerde de değiştirmeyen Ssangyong ESP (elektronik denge programı) ile, aşırı veya eksik direksiyon manevrasından kaynaklanan savrulmaları önlemeyi amaçlarken, 7 hava yastığı ve ani fren uyarı sistemi ile de aracın güvenlik unsurlarını tamamlıyor.

Yeni modellerini doğanın gücü ve dinamizmi konsepti ile şekillendiren marka Euro 6 emisyon standartlarına sahip ve 1.6 litre motorunda düşük Co2 salınımı ile dikkat çekiyor. Stop/start teknolojisi ile 2 tekerlekten çekiş modunda; Dizel manuel vites versiyonu için 110-120 mg/km Co2 salınımı mevcutken, benzinli versiyonunda 140-150 mg/km Co2 salınımı mevcuttur.

Genel tasarım ve konsepti itibariyle doğa ve doğanın dinamizmi ile  güç konseptini kullanan XIV Air ve XIV Adventure gerek görünümü gerekse genel olarak zengin donanımları ile rakiplerini oldukça zorlayacak gibi görünüyor. Basın Mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği marka, ilk kez ürettiği 1,6 litre benzinli ve dizel motor seçeneklerine sahip araçlarından yıllık 100.000 adet satış hedefliyor.

2015 yılında düzenlenecek İstanbul Autoshow fuarı ile yerli tüketicilerin beğenisine sunulacak olan araçlar markanın en önemli modellerinden olacak gibi görünüyor.

Paris Otomobil Fuarı 2014: Seat Leon X-Perience

SEAT, Paris Motor Show’da Leon ailesinin yeni üyesi Leon X-Perience’ın dünya prömiyerini yapıyor. Aynı zamanda en çok satan model ailesi Ibiza’nın 30’uncu yılını kutluyor.

Okumaya devam et

2014 PARİS OTOMOBİL FUARI: DACIA Lodgy Stepway

On iki yılda tamamen yenilenen eksiksiz bir gama sahip Dacia, yeni Stepway versiyonları ve özel seri modelleri ile ürün gamını daha da güçlendiriyor.

Okumaya devam et

Paris Otomobil Fuarı 2014: Volkswagen

Volkswagen, Paris Motor Show’da 4 yeni modelinin ilk gösterimini yaptı; Yeni Passat ve hibrid versiyonu Passat GTE, Yeni Polo GTI, hertürlü yol şartlarına elverişli sürüş dinamiklerine sahip dört çeker Golf Alltrack ve XL1’den esinlenen XL Sport…

Okumaya devam et

Paris Otomobil Fuarı 2014: Peugeot Quartz

Peugeot’nun 4 000 m2’lik standında sergilenen 40 otomobil ve tamamen yenilenen « 8 serisi » modelleri 2014 Paris Otomobil Fuarı’na damgasını vuracak. Okumaya devam et

Paris Otomobil Fuarı 2014 Jeep yenilikleri

Jeep®’ten Paris’te gövde gösterisi!

Jeep®, yeni modelleri Renegade ve Cherokee’nin yanında Grand Cherokee ve Wrangler modellerinin özel seri versiyonlarını sergilediği Paris Otomobil Fuarı’nda tüm dikkatleri üzerine çekti.

Türkiye’de Tofaş çatısı altında temsil edilen efsanevi Jeep® markası, küçük SUV segmentindeki yeni modeli Renegade, tamamen yenilenen Cherokee ile Grand Cherokee ve Wrangler modelinin sınırlı sayıda üretilen özel versiyonlarını sergilediği Paris Otomobil Fuarı’nda otomobil tutkunlarının büyük beğenisini topladı. Jeep®’in 100’den fazla ülkede satışına başlanan küçük SUV modeli Renegade, Opening Edition, Trailhawk ve Limited, yenilenen Cherokee modeli ise Trailhawk ve Limited versiyonlarıyla fuarda yerini alırken; sınırlı sayıda üretilen Grand Cherokee SRT Red Vapor özel serisi ile yine belirli bir sayıda üretilen Wrangler X serisi de Paris Otomobil Fuarı’nda Avrupalı otomobilseverlerle buluştu.

Jeep®’in Yeni Amiral Gemisi: Renegade
Renegade, İtalya’da üretilen ve Jeep® markasının küçük SUV segmentinde yer alan ilk modeli olmasıyla da dikkat çekiyor. Ekim ayı içinde Türkiye’de de satışına başlanacak Jeep® Renegade, Paris’te üç farklı versiyonuyla iddiasını ortaya koyuyor. Modelin pazara girişi vesilesiyle sınırlı sayıda üretilen ve avantajlı özel fiyatıyla müşterilere sunulan Opening Edition versiyonu, 120 beygir gücü 1.6 MultiJet II turbo dizel motoru, Uconnect™ navigasyon sistemi ve 6.5” 3D haritalı ekranı, çift alanlı otomatik kliması, Keyless-go anahtarsız giriş sistemi, arka park sensörü, sabit hız kontrolü ve özel tasarım 18 inçlik jantlarıyla dikkat çekiyor. Fuarda sergilenen Jeep® Renegade Trailhawk, Jeep® Active Drive Low tam zamanlı 4×4 sistemiyle üstün bir off-road performansı sunuyor. Özel sarı gövde rengi ve siyah deri döşemeleriyle göze çarpan Trailhawk versiyonu, 9 kademeli otomatik şanzımanı, 170 beygir gücündeki 2.0 litrelik turbo dizel motoruyla da gücüne güç katıyor. Jeep® Renegade Limited versiyonu ise 140 beygir gücündeki 2.0 MultiJet II motora sahip bulunuyor. Mopar tarafından tasarlanan, kaput ve yan kapılar üzerindeki “ABD Ordusu Yıldızı”, parlak siyah ızgarası ve ayna kaplamaları, tavan barları ve genişletilebilir port bagaj gibi özellikler, Limited versiyonuna ayrıcalık kazandırıyor.

Jeep ürün gamının dünya çapında genişlemesinde yeni bir adım olması için tasarlanan Jeep® Renegade, markanın mirası ile yenilikçi tasarım anlayışını, genç ve maceracı ruhları cezbetmek için bir araya getiriyor. Türkiye pazarına ilk etapta, 1.4 benzinli 140 hp ve 1.6 dizel 120 hp motor seçenekleriyle sunulacak Renegade’in güçlü ve agresif dış görünümü, yüksek kaliteli malzemeler, ilham verici renk seçenekleriyle tamamen yeni ve enerjik iç mekânıyla, geçmişin efsanevi 1941 Willys MB’ye dayanan MY Sky açılır tavan sistemiyle özgürlük sunuyor.

Enerjik ve sağlam tasarımıyla dikkat çeken Yeni Renegade, yenilikçi teknolojik özellikleri, multimedya komuta merkezine sahip ileri UConnect sistemi, kişiselleştirilebilir 7 inç renkli TFT teknolojili göstergeleri, Türkçe navigasyonu, Bluetooth, USB girişi sağlayan eğlence sistemiyle fark yaratıyor. Hızlı büyüyen bir dünya markası olan Jeep® için, Amerika’da tasarlanan ve İtalya’da üretilen Jeep Renegade,60’in üzerinde gelişmiş güvenlik özelliğiyle, 100’den fazla ülkede satışa sunuluyor.

Yeni Jeep® Cherokee

Jeep®’in bu yıl içinde yenilenen ve Ağustos ayında Türkiye’de de satışına başlanan Yeni Cherokee modeli de iki farklı versiyonuyla Paris’te meraklılarıyla buluşuyor. Jeep markasının orta büyüklükteki yeni SUV modelinin yenilikçi tasarımında; on-road sürüş özellikleri, yüksek yol tutuşu, efsanevi 4×4 kapasitesi, ince el işçiliğiyle donatılmış iç mekânı, ileri teknoloji sürüş sistemler, Euro NCAP’a göre sınıfının “en güvenli SUV’si” olmasını sağlayan beş yıldızlı yolcu güvenlik ve koruma sistemleri öne çıkıyor. Jeep® Cherokee Trailhawk ise orta SUV segmentinde ilk kez kullanılan yeni 9 kademeli otomatik şanzımanlı, 272 beygir gücündeki 3.2 litrelik benzinli V6 Pentastar motoruyla fuarda tüm dikkatleri üzerine çekiyor. Limited versiyonu ise 170 beygir gücünde 2.0 litre MultiJet II turbo dizel motor ve 9 kademeli otomatik şanzımanıyla dört tekerden çekişli sürüş keyfini sonuna kadar yaşatıyor.

Jeep® Grand Cherokee SRT Red Vapor

Jeep’in şimdiye kadar üretilmiş en hızlı ve en güçlü modeli olan, Türkiye’ye sipariş üzerine getirilecek Grand Cherokee SRT versiyonunun yüksek performans sunan Red Vapor serisi, Paris’te ilk kez Avrupalı otomobil tutkunlarıyla buluşuyor. Aktif Gürültü Engelleyici (ANC – Active Noise Cancellation) teknolojisiyle dikkat çeken Grand Cherokee SRT Red Vapor, 6.4 litre HEMI VS motorunun klasik sesini araç içine taşıyor. Yakıt tüketimini ve emisyonları düşüren yakıt tasarrufu teknolojisine de sahip olan Grand Cherokee SRT Red Vapor, saatte 257 km hız yapabiliyor ve 0’dan 100 kilometreye 5 saniyede çıkıyor. 3 farklı renk seçeneğine sahip Grand Cherokee SRT’nin dış tasarımı farklı tarzıyla dikkat çekiyor. İç tasarımı da iddialı olan SRT Red Vapor serisi, entegre 3D navigasyon, 8.4 inçlik Uconnect dokunmatik gösterge panel, gelişmiş ses tanıma gibi özelliklere sahip bulunuyor.

Paris Otomobil Fuarı 2014: Renault 2014 Espace ve Eolab elektrikli hybrid otomobil

2014 PARİS OTOMOBİL FUARI
RENAULT, ESPACE’I YENİDEN YARATTI

Renault’nun amiral gemisi niteliğindeki modeli Espace son derece kapsamlı bir dönüşüm geçirdi. Yeni Renault Espace, büyük bir crossover’ın coşkulu hatlarını zarif ve bir o kadar da sağlam bir görünüm ile birleştiriyor. Markanın bu yenilikçi crossover’ı duygulara vurgu yapıyor ve ilhamını, geçen yıl Frankfurt Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Initiale Paris konsept modelinden alıyor.
30 yıldan bu yana Espace’ın başarısının kozları olan aydınlık, modülerlik ve konfor Yeni Espace’ın akıcı çizgileri, çekici iç mekanı ile birleşiyor. Yeni Espace crossover, bünyesinde barındırdığı yenilikler ve uyandırdığı hisler sayesinde Renault tasarım Rönesans’ının vücut bulmuş hali. Yeni Espace havacılık ve ileri teknoloji ilhamının birer meyvesi olan detayları bünyesinde barındırıyor. Otomobilin hem beş hem de yedi koltuklu versiyonunda ustaca düşünülmüş iç mekan modülerliği sunuluyor. Ayrıca Espace’ta tasarım ve üretim aşamasında detaylara da çok büyük önem verildi. Espace’ın çevik ve dinamik performansı sayesinde sürüş zevki en üst düzeye taşındı. Ağırlık tasarrufu (Espace 4’ten 250 kg daha hafif) ve Renault Multi-Sense® sistemi sayesinde elde edilen bu çeviklik ve dinamizm böylesine ebatlara sahip bir araç için şaşırtıcı. Bu yeni sistem, 4Control® şasi, elektronik amortisör yönetimi, sürücünün o anki moduna göre kişiselleştirebileceği kabin aydınlatması ve ses ambiyansları da dahil olmak üzere sürüş zevkine ve seyahat konforuna ilişkin farklı teknolojileri koordine ediyor.

Renault aynı zamanda kendine özgü Initiale Paris versiyonunu da Renault Espace ve Clio ile sunuyor. Initiale Paris imzalı versiyonlar en üst düzeyde detay, ekipman ve özel hizmetleri müşterileri ile buluşturuyor.

Renault’nun 2014 Paris Otomobil Fuarı’ndaki standında geleceğe yönelik ipuçları da gün ışığına çıkarılıyor. EOLAB konsept araç, Renault’nun inovasyon sembolü; markanın ultra düşük yakıt tüketimini herkes için ulaşılabilir hale getirme çalışmasının bir parçası. Bu prototip, markanın teknolojik know-how’ının ne denli kapsamlı olduğunu gözler önüne seriyor. EOLAB’da kombine NEDC döngüsündeki yakıt tüketimi* 1 litre/100km düzeyinde; bu da 22g CO2/km gibi son derece düşük bir salım değerine denk geliyor. Söz konusu prototipte yaklaşık 100 adet ileri teknolojik gelişme göze çarpıyor. Tüm bu gelişmeler, motorlu araçların çevresel etkisini azaltma anlayışıyla gelecekteki Renault araçlarında yerlerini alacak.

Ayrıca showroom’lardaki yerini alacak olan yeni Twingo da Renault standında sergileniyor.

Renault’nun sıfır emisyon** programı, yeni Formula E dünya şampiyonasında boy gösteren tamamen elektrik motorlu otomobiller sayesinde artık bir gerçekliğe dönüştü.

(*) Yakıt tüketimi ve emisyon değerleri geçerli yönetmelikler uyarınca onaylandı.
(**)Kullanım esnasında CO2 veya başka zararlı emisyonu yoktur.

“Renault, Espace’ı yeniden yarattı. Ürün gamımızın amiral gemisi niteliğindeki yeni Renault Espace duygulara hitap eden stili, eşsiz seyahat konforu ve hem sürücünün hem de yolcuların isteklerine hitap eden ustaca düşünülmüş yenilikleriyle Renault’nun DNA’sını bünyesinde barındırıyor. Renault, lüks serideki yenileme çalışmalarının başlangıcı sayılan yeni Espace’ın tasarım ve üretim kalitesine özel önem verdi.”
Carlos Ghosn (Renault CEO’su)

“Espace, Renault’nun lüks ve yüksek kaliteli araç vizyonunun yansımasıdır. Espace, yüksek düzeyde seyahat konforu sunmak üzere tasarlandı. Renault, yolcu konforu ve hem tasarım hem de sürüş zevkine tutku dolu bir yaklaşımla Espace’ı dinamik ve zarif bir crossover olarak yeniden yarattı. Sunduğu eşsiz 4Control® dört tekerden manevra ve elektronik amortisör kontrolü Espace’ın öne çıkmasını sağlıyor. Daha önce eşi benzeri görülmemiş Multi-Sense® sistemi, sürüş zevkine ve seyahat konforuna adanmış farklı teknolojileri koordine ediyor. Söz konusu sistem, aynı zamanda Renault’nun en güçlü yönlerinden birini de ön plana çıkarıyor: hem sürücüler hem de yolcular için var olan teknolojilerin kullanımına ve faydalarına farklı bir bakış açısıyla yaklaşıp, araçların bambaşka bir şekilde yorumlanması. Yeni Renault Espace inovasyonun, duyguların ve çevikliğin bir yansıması.”
Philippe Brunet, D/E-Segmenti Program Direktörü

İÇİNDEKİLER

01
YENİ RENAULT ESPACE: AKICI, ZARİF HATLARLA
BİR CROSSOVER ARASINDAKİ DENGE

Renault, Espace’a büyük bir crossover görünümü kazandırdı
Renault, Espace kullanıcılarına yüksek sürüş zevki sunuyor
Odak noktası verimlilik
‘Renault Quality Made’

02
INITIALE PARIS: RENAULT’NUN KENDİNE ÖZGÜ İMZASINDA YENİ BİR STİL
Renkler, malzemeler ve ekipmanlar eşsiz bir deneyim için bir araya geldi
Initiale Paris – Renault’nun üst düzey hizmete adanmışlığı

03
EOLAB, ÇEVRE KONUSUNDA 1 LİTRE/100KM ULTRA DÜŞÜK YAKIT TÜKETİMİ İLE RENAULT’NUN İNOVASYON SEMBOLÜ

EOLAB Konsept: duygu dolu tasarımı, sahip olduğu teknolojiler ve sunduğu verimlilik ile hayalleri yakalayan bir konsept otomobil
EOLAB: ultra düşük yakıt tüketimini herkes için ulaşılabilir kılan teknolojiler Geleceğin Renault’ları için 100 teknolojik ilerleme

04
KAÇIRILMAMASI GEREKENLER …
Yeni Twingo – Gerçek dünyayla iç içe bir yaşam
Paris Otomobil Fuarı’nda elektrik motorlu Renault modelleri
Renault, elektrik motorlu araç teknolojisini daha da ileriye taşımak için Formula E’de


01
YENİ RENAULT ESPACE: AKICI, ZARİF HATLARLA
BİR CROSSOVER ARASINDAKİ DENGE

Bundan otuz yıl önce Renault Espace, otomobil dünyasında devrim yaratarak taşları yerinden oynattı. Bugün ise yeni Espace, evrim geçirerek son derece zarif bir crossover’a dönüştü. Espace, bir aile otomobilinin çevik kullanım ve modülerlik özelliklerine üst düzey stil ve sürüş zevki katıyor. Üstelik bunu yaparken otomobil sahiplerinin değişen taleplerine ve beklentilerine de yanıt veriyor. Yeni Espace crossover, bünyesinde barındırdığı yenilikler ve uyandırdığı hisler sayesinde Renault tasarım Rönesans’ının vücut bulmuş hali.

“Yeni Espace, Frankfurt’ta sergilenen konsept otomobilin stiline sadık kaldı. Konsept otomobil Renault tasarım stratejisi çiçeğinin açık fikirlilik ve zevk ile ifade edilen ‘Bilgelik’ yaprağını temsil ediyordu. Yeni Renault Espace sadece orantılarıyla değil aynı zamanda teknolojik özellikleri ve yolcularına sunduğu duygusal deneyim ile de son derece cömert bir crossover. Yeni Espace, çıktıkları her yolculuğun her saniyesinin tadına varmaları için yolcularına ve sürücüsüne adeta davette bulunuyor.”
Laurens van den Acker, Başkan Yardımcısı, Renault Kurumsal Tasarım

Renault, Espace’a büyük bir crossover görünümü kazandırdı

Yeni Espace’ın iç mekânı: akıcı, zarif hatlar ve gücün yansıması

“Yeni Espace’ın yüksek bel hizası, omuz yapısı ve alçak tavan hattı büyük bir crossover görünümü sunuyor. Otomobilin Renault’nun yeni marka kimliğini yansıtan LED ışıklı baştan çıkarıcı ön yüzü iddialı kişiliğini vurguluyor.”
Christophe Dupont, Tasarım Direktörü – D ve E segmentleri

Alışılagelmiş MPV formundan ayrılıp bir crossover’ın dinamik hatlarını sergilemeye başlayan yeni Renault Espace, eşsiz bir deneyim sunmaya hazırlanıyor. Yeni Espace 4.85 metrelik uzunluğu (hem beş hem de yedi koltuklu versiyonda) ve 1.87 metrelik genişliği ile son derece cömert ebatlara sahip. Otomobil, 1.68 metrelik yüksekliği (şimdiki nesil Espace’dan 63 mm daha alçak) ve yüksek bel hizası ile akıcı bir görünüm sunuyor. Söz konusu etki, aracın uzun dingil mesafesi (2.88 metre, mevcut Grand Espace’dan 16mm daha uzun) ile vurgulanıyor; bu mesafe aynı zamanda araca daha geniş bir iç mekan kazandırıyor. Yeni Espace’ın aerodinamik verimliliği, düşük sürtünme değerleri ile de teyit edilmiş durumda: aracın sürtünme katsayısı (Cd) 0.30 ve sürtünme alanı (CdA) 0.845 metrekare.

Renault’nun yeni crossover’ı hiçbir alanda aşırıya kaçmadan statü sağlayan özelliğe sahip ve aşağıdaki unsurların bir birleşimini temsil ediyor:
• Dinamizm: ön kısım tasarımı ve dikkat çekici hatları sayesinde.
• Karakter: geniş çapa sahip jantları (17 ila 20inç arası) ve göze çarpan lastik boşluğu sayesinde,
• İç mekan: dört parçalı panoramik “lumière” ön camı ve son derece aydınlık kabini sayesinde.

Yeni Renault Espace’ın ön yüzü, gururla yükselen Renault logosu ve markanın diğer modellerinde de göze çarpan belirleyici özellikleriyle son derece iddialı. Yeni Espace crossover’ın gündüz sürüş ışıkları da sıra dışı bir imza özelliği taşıyor. Her iki farın ortasında asimetrik ‘C’ şekli oluşturacak biçimde tasarlanan bu imza yeni Espace’a güçlü bir ‘yüksek teknoloji’ hissinin yanı sıra simgesel bir aydınlatma kimliği kazandırıyor. Bu özellik, markanın gelecek modellerinde de kullanılacak.

Full LED teknolojisi modelin tüm versiyonlarında standart ekipman olarak sunuluyor. Far üniteleri kısa ve uzun huzme fonksiyonlarını yerine getiren iki adet Pure Vision LED modülüyle donatıldı. Full LED teknolojisi “Pure Vizion” yeni Espace’da hem kompakt hem de verimli farlar kullanılmasını mümkün kıldı. Hassas ve yoğun ışık, güneş ışığına yakın bir aydınlık sağlıyor: halojenden %20 daha güçlü ve gece görüş konforunu iyileştiriyor.

Yeni Renault Espace’a yandan bakıldığında fark edilen kaslı yapı dikkat çekici lastik yuvaları ile vurgulanıyor. Standart 19 inç ve hatta opsiyonel olarak 20 inç’e kadar jantlar kullanılabiliyor.

Krom yan cam çerçevesi sayesinde yandan bakıldığında bir kuş tüyünün zarif şekli göze çarpıyor. Otomobilin arka çamurluk direği ise uçak kanadını andıran bir siluete sahip. Ön camın tabanından geriye doğru uzanan kapı aynalarının entegre edilmesi de Renault Espace mirasının karakteristik bir özelliği.

Gökyüzünden aracın içine ışık akmasını sağlamak amacıyla yeni Espace’da standart olarak 2.8 metrekare alana sahip panoramik “lumière-ışık” ön cam bulunuyor. Bu ön cam, ön koltuklara kadar uzanan standart sabit cam tavan da içeriyor. Panoramik tavan ise opsiyonel olarak kısa süre sonra sunuluyor olacak.

Arka kısımda ise yeni Espace son derece cömert ebatlara sahip arka stop lambalarına sahip. Arka farların keskin hatları ve fırça darbesini andıran deseni Renault’nun yeni crossover’ına arka bölümde de iddialı ve çarpıcı bir aydınlatma vurgusu sağlıyor.

Tavan çizgisi de yeni Espace’ın akıcı yan görüntüsüne katkı sağlıyor ve biraz daha yüksek olan yerden yüksekliği (16cm, şimdiki nesil Espace’dan 4cm daha fazla) dengeliyor. 2.88 metrelik (mevcut Grand Espace’dan 16mm daha uzun) cömert dingil mesafesi de dinamizm hissi uyandırıyor; bu mesafe aynı zamanda araca daha geniş bir iç mekân kazandırıyor.

Yeni Espace, gövde yapısını en iyi ortaya çıkaran sofistike dokuz renkten oluşan bir renk yelpazesiyle sunuluyor:

Yeni Espace’ın iç mekanı: ileri teknoloji, konfor ve huzur
“Yeni Espace’ın sıcak ve huzur verici iç mekanı özel jetle seyahat ediyormuşçasına bir his uyandırıyor. Tıpkı önceki nesillerde olduğu gibi yeni Espace da son derece geniş, aydınlık ve konforlu. Beş ve yedi koltuklu versiyonların gövde şekli aynı. Renault’nun bu büyük crossover’ı sürüş zevkine odaklanarak daha da ileriye taşınıyor.”
Stéphane Maiore, İç Tasarım Stüdyosu Müdürü

Tıpkı dış tasarımında olduğu gibi yeni Renault Espace iç mekanında da duygulara hitap ediyor.

Yüksek teknolojili bir kabin
EDC vites kutusu ile donatılmış versiyonların yenilikçi iç mekanındaki ana unsur, yeni Renault Espace’ın tasarımı ile pürüzsüz bir şekilde uyumlu olan havada asılı duran konsol. Bilinçli olarak yalın bir biçimde tasarlanan konsol, gerekli tüm kumandaların el atında olmasını sağlıyor: çok fonksiyonlu döner kumanda, Multi-Sense® sisteminin kısa yol tuşları, düğme destekli el freni ve seyir kumandası / hız sınırlayıcı düğmesi. Konsol kılavuz ışıklarla ön plana çıkıyor. Kabindeki ileri teknoloji hissi, dekoratif dört döşeme seçeneği ve standart R-Link 2® multimedya sisteminin dikey konumlandırılmış 8,7 inçlik büyük ekranı ile daha da vurgulanıyor.

EDC vites kutusunu kumanda eden vites kolu, elektronik ‘shift by wire’ vites değişikliği sağlıyor ve kompakt boyutu havada asılı duran konsol için alan yaratıyor. Bu kolun fütüristik tasarımı uçak endüstrisinden esintiler taşıyor ve sahip olduğu asimetrik form orijinal bir görünüm kazandırıyor. Kolun orijinal ergonomisi ise R-Link 2® sistemini kullanırken bilek desteği işlevi görüyor.

Sürücünün hemen önünde ise alışılagelmiş sayaçların yerine yüksek çözünürlüklü TFT ekranın kullanıldığı tamamen dijital, konfigüre edilebilir bir gösterge tablosu yer alıyor. Bu sistem sayesinde sürücü, istediği verileri istediği şekilde görüntüleyebiliyor. Sürücünün görüş hattı (gözlerden ileriye doğru uzanan iki metrelik odak uzaklığı) dahilinde renkli baş üstü göstergesi anlık hızı, navigasyon bilgilerini, aşırı hız uyarılarını ve çeşitli sürüş yardımcılarını görüntü halinde yansıtıyor.

Kabinin kişiselleştirilebilir ortam aydınlatması yeni Renault Espace’ın iç mekanındaki huzur hissine aktif katkı sağlıyor. Söz konusu aydınlatma seçili bulunan sürüş moduna göre yeşile, maviye, kırmızıya veya mor renge dönüşüyor. Direkt ışıklı kılavuzlar orta konsolu çevreleyerek ileri teknoloji hissini vurguluyor. Ayrıca, konsolun altındaki dolaylı aydınlatma sayesinde hafiflik hissi ön plana çıkarılıyor ve alt kısımdaki boş alana dikkat çekiliyor. B ve C sütunlarının tepesindeki entegre ışık kaynakları ise yeni Espace’ın hacmine vurgu yapıyor. Göstergelerin ve R-Link® ekranının Multi-Sense® sistemi tarafından idare edilen baskın rengi ile ortam aydınlatması için seçilen renk ile aynı oluyor. Böylece günün saatine ya da sürücünün ruh haline uygun olarak enerji verici ya da dinlendirici bir atmosfer yaratılabiliyor.

Kabin alanı
Kabin içerisindeki alanın uzunluğu iç mekânın yarattığı etki üzerinde öneli rol oynuyor. Söz konusu alandan tüm yolcular istifade ediyor; özellikle de bu sınıftaki en iyi diz mesafesine sahip ikinci sıra yolcuları (beş koltuk da yerindeyken 308 mm’ye kadar).
Yeni Espace bir dizi ince düşünülmüş saklama çözümleri de sunuyor. Ön yolcu koltuğunun önünde Renault Captur ile büyük başarı yakalayan Renault Easy Life çekmece yer alıyor. Renault Easy Life sayesinde alışılagelmiş torpido gözü son derece cazip, pratik ve sürücü için bile kolay erişilebilir 12 litrelik bir çekmeceye dönüştürüldü. Çekmece dokunmatik kilit açma sistemi ile açılıyor. İki ön koltuğun arasındaki kol dayamanın altında ise 7.4 litrelik saklama alanı mevcut. Bunun dışında, 0.3 litrelik bir başka saklama gözü de direksiyonunun solunda bulunuyor. Vites kolunun sağında 0.5-litrelik kapaklı bir saklama gözü düşünüldü. Bunun içerisinde USB portu, mini jak soketi ve SD kart girişi ve kayar kapağın arkasında çıkarılabilir bir bardak tutucu var. Konsolun altında ise iki adet bardak tutuculu bir litrelik açık saklama gözü yer alıyor. Konsolun arka alt kısmındaki çekmece 2.5 litreye kadar taşıyabilir ve özellikle ikinci sıradaki koltukta oturanlar için çok elverişli. Ayrıca içi kumaşla kaplamış olan kapı gözleri de var: öndekiler 2 x 2.5 litre arkadakiler ise 2 x 0.85 litre hacme sahip.

Yeni Espace, bir crossover için oldukça yüksek olan 660dm3 (beş koltuklu versiyonda bagaj örtüsüne kadar) bagaj hacmi sunuyor.

Yeni Espace aynı zamanda çepeçevre eller serbest giriş imkânı da sunuyor. Elektrikli bagaj kapağının zekice açılıp kapanması arka tamponun altına ayak uzatılması ile mümkün oluyor. Pratik bir hareketle de bagaj kapağının açılacağı maksimum açı ayarlanabiliyor; bu kapalı otopark veya garaj gibi dar mekânlarda kullanımını kolaylaştırıyor.

Konforlu
Ultra-konforlu ön koltuklar ergonomisi ile ön plana çıkıyor. Koltuklardaki daha geniş kafalıklar ise konfor hissini artırıyor. Koltuk arkalığının üst kısmı ise kişinin vücut yapısına göre uyum sağlıyor. Initiale Paris versiyonunda ayar imkanı (sekiz tanesi elektrikli ayar) hem sürücüye hem de yolcuya en ideal oturma pozisyonunu bulma fırsatını veriyor. Koltuk yüksekliği, koltuk arkalığının açısı ve bel desteği koltuk yanlarındaki üç tuşla veya the R-Link 2® ekranı üzerinden elektronik olarak ayarlanabiliyor. Altı farklı koltuk ayarı da hafızaya kaydedilebiliyor. İleri/geri koltuk hareketi 24 cm olup, koltuk minderinin uzunluğu altı santimetreye kadar ayarlanabiliyor.

Arkada ise ikinci sıra yolcuları için birbirinin aynısı olan üç bireysel koltuk yer alıyor. Üçüncü koltuk sırasında ise ilave iki yolcu taşınabiliyor. Arka koltukların hepsi katlanabiliyor ve tamamen düz bir yükleme alanı oluşturabilmek amacıyla hepsi çıkartılabiliyor. Böylece bagaj kapasitesi 2.040 metreküpe arttırılabiliyor.
Yeni Renault Espace üç tip ambiyans ve farklı ekipman düzeyleri ile kombine edilebilecek iç döşeme seçeneği sunuyor.
Örneğin Fransa’da dört farklı ekipman düzeyi ile birlikte üç farklı ambiyans sunuluyor olacak:
Life ekipman düzeyi: Kahverengi ön panel, deri kaplı direksiyon simidi, koyu kahverengi kumaş döşeme.
Zen ekipman düzeyi: Gri veya Kahverengi ön panel. deri kaplı direksiyon simidi. Havada asılı duran konsol için kişiselleştirilmiş dekor. Koyu kahverengi döşeme.
Intense ekipman düzeyi: Zen ile aynı; ancak koyu kahverengi deri döşeme mevcut.
Initiale Paris ekipman düzeyi: Gri veya kahverengi üst dikiş, Gri / koyu kahverengi veya koyu kahverengi deri döşeme ve deri kaplı direksiyon simidi, kapı paneli kaplamaları ve kolluklar.

Tek Dokunuşla Katlanan Koltuklar: koltukları görünmez kılan sihirli dokunuş
Renault, Espace’ın temel özelliklerine sadık kalarak bu yeni crossover’da modüler iç mekan anlayışına yeni bir yaklaşım sergiliyor. Örneğin, her iki arka koltuk sırasındaki tekli koltuklar zeminde tamamen kayboluyor. Burada da her şey sürücünün kontrolü altında: yeni Renault Espace’ın tek-dokunuş modülerliği sayesinde koltuklar ister tek tek isterse de hepsi birlikte katlanabiliyor. Üstelik kafalığın pozisyonu ne olursa olsun, tek bir tuşa basarak.

Modüler sistemin kullanımı çok basit:
– Uzaktan:
o Sürücü koltuğundan… R-Link 2®’nin dokunmatik ekranını kullanarak koltuk/ları görüntülemek ve seçmek mümkün.
o Bagaj bölmesinden… koltuklar, sol yan paneldeki kontrol ünitesi üzerindeki her koltuğa ait düğme/ler kullanılarak katlanabiliyor.
– Koltukta bulunan kol ile:
o Koltuklar, her birinin yan tarafından bulunan manüel kol ile de katlanabiliyor.

Tüm koltukların peş peşe devrilen domino taşları gibi aynı anda katlanması bir mekanizma yardımıyla gerçekleşiyor. Elektronik kilit açıldıktan sonra koltuklar yer çekiminin de yardımıyla tek bir mekanik yay hareketi ile gözden kayboluyor.

YENİ RENAULT ESPACE’IN TASARIMINA HAVACILIK PERSPEKTİFİ İLE BAKIŞ

D ve E segmentleri Tasarım Direktörü Christophe Dupont
ve İç Mekan Tasarım Stüdyo Müdürü Stephane Maiore’a sorular

Yeni Espace’ı tasarlarken ilham kaynağınız ne oldu?
C.D.: “Yeni Espace’ın modern, akıcı hatları ilhamını havacılık dünyasından aldı. Otomobilin stili aerodinamik mükemmeliyet, akıcılık ve zarafet arayışını yansıtıyor. Tüm bu unsurlar modelin tasarımı esnasında göz önünde bulunduruldu. Yeni Espace işte bu havacılık ve ileri teknoloji ilhamının birer meyvesi olan detayları bünyesinde barındırıyor.”
Bu detaylar neler?
C.D.: “Örneğin otomobilin arka çamurluk direği uçak kanadını andıran bir siluete sahip. İç mekânda ise orta konsol sürücü ve ön yolcu arasında havada asılı gibi duruyor. Bu konsolda son derece fütüristik, uçaklardaki joystick’leri andıran vites kolu da bulunuyor. Ön panelin tasarımında bir uçağın kanat kısmından ilham aldık. Gösterge paneli kalkanı ise ileriye doğru hareketi temsilen bir pist gibi düşünüldü. Bunlarla birlikte orta konsolu çevreleyen kılavuz ışıkları, kapı direklerindeki aydınlatmaları, baş üstü göstergesinin ve R-Link 2® ekranının grafik berraklığını da unutmamak gerek.”
Bu ilham kaynağının ardındaki gerekçe neydi?
C.D.: “Yeni Espace’ın tasarımına önderlik eden temel ilkeler havacılık sektöründe de kullanılanla aynı. Yani aerodinamik verimlilik, ağırlık azaltma, kalite, güvenilirlik, ergonomi ve konfor. Özel jetleri bir düşünün: tasarımları işlevsellik ve verimlilik gibi kilit öncelikler etrafında gelişiyor. Fakat aynı zamanda hafifliği ve hareketi de ön plana alıyorlar. Sonuç olarak hem işlevseller hem de çok güzeller. Cömert boyutlara sahip bu aile otomobilinde söz konusu havacılık temasını kullandık.”
Araç içi konfor hakkında neler söyleyeceksiniz?
S.M.: “Seyahat konforu konusunda da kişinin kendini özel jette gibi hissetmesi gerektiğini düşündük. Koltukların tasarımına, kolay ve kapsamlı ayarlama özelliklerine ve her alanda konfor sunmaya gayret ettik. Ayrıca seçtiğimiz malzeme ve kumaşların uyumuna da özen gösterdik. Yolcu kabininin alt kısımlarında koyu üst kısımlarında ise daha açık renkler tercih ettik; böylece yer ve gökyüzü arasındakine benzer bir kontrast elde ettik.”
Bu ilham kaynağının diğer ileri teknoloji sonuçları neler oldu?
S.M.: “Yeni Espace’da uyguladığımız teknolojiler ve ilgili tasarımlar yüksek sürüş deneyimini yansıtmakta. Bu izlenim uzun, havada asılı duran konsol ve sıra dışı vites kolu ile vurgulanıyor. Bu arada düğmelerin tasarımı da hassasiyeti ve kullanım kolaylığını ön plana çıkarıyor. Direksiyon simidi ile aynı hizada geriye yerleştirilmiş olan gösterge paneli istenen formatta bilgi görüntüleyen kişiselleştirilebilir ekrana sahip. Son olarak, merkezi bilgi platformu niteliğindeki R-Link 2® sistemi dikey olarak konumlandırılmış 8.7-inç’lik ekranıyla tüm sürüş fonksiyonlarını kapsıyor. Detaylara gösterilen bu özen ve yüksek teknolojili özelliklerle birlikte yeni Espace çalıştırıldığında sürücüsünü bir grafik eşliğinde sesli olarak selamlıyor.”

Yeni nesil R-Link®: daha da kapsamlı ve pratik
Renault’nun yenilikçi tableti daha da ileriye taşınmış bir sürüş deneyimi yaşatmak üzere evrim geçirdi. Yeni Espace ile lanse edilen R-Link 2® otomobilin kalbindeki çeşitli işlevlerin buluşma noktası:

Araç içi kullanıma yönelik kusursuz ergonomik özellikler: yeni Espace’da, eşsiz ergonomik özellikleriyle benzerlerinden ayrılan R-Link 2® tablet standart olarak sunuluyor. Alışılagelmiş dokunmatik tablet gibi çok kolay kullanım özellikleriyle otomobil kullanımına yönelik olarak detaylı biçimde şekillendirildi.

Yeni, daha büyük dikey konumlandırılmış kapasitif ekran: R-Link 2®’de 8.7-inç’lik, dikey konumlandırılmış bir ekran bulunuyor. Söz konusu kapasitif ekran iki parmakla zum yapma ve gezinme gibi kolay ve pratik kullanımı mümkün kılıyor. Tableti dikey yerleştirme kararı menülerin kullanımını kolaylaştırıyor ve bilgilerin net bir şekilde görüntülenmesine imkan veriyor. Bilinçli olarak aşağıya yerleştirilen kumandalar kol mesafesinde olup, daha yüksekte yer alan ekran görüş alanı içerisinde kalıyor. En ideal konuma sahip, iyi aydınlatılmış, net grafiklerle donatılmış R-Link 2® ekranı, araç içi kullanımda büyük önem taşıyan okunabilirlik ve güvenlik özelliklerini taşıyor.

Daha da pratik hale getirilmiş entegre fonksiyonlar: Fiziksel kumandalara ek olarak, R-Link 2® ekranı hem sürücülerin hem de yolcuların zevkine göre bir dizi teknolojileri sezgisel olarak yürütüyor: 4Control şasi, elektronik amortisör kontrolü, sürüş yardımcıları, aydınlatma ve ses ambiyansı ve hatta ön koltukların ayarlanması (masaj ayarı dahil) ile birlikte arka koltukların katlanması.

 R-Link 2®: yeni Espace’ın kumanda merkezi.

Güçlü navigasyon ve bir dizi makul fiyatlı hizmetler: Renault, Carminat ile araç içi navigasyonda öncü olan ve Carminat TomTom Live sistemi ile navigasyon teknolojisinin geniş çaplı olarak sunulmasına katkı sağladı. Firma şimdi de gerçek zamanlı trafik bilgilerini veren TomTom Traffic özelliğini içeren internete bağlı R-Link 2® ile birlikte 3D TomTom Live sistemini sunuyor.

Renault’nun R-Link Store®’unda araç içi kullanıma yönelik kapsamlı bir uygulamalar kataloğu bulunuyor. Bu uygulamalara Coyote® alarmları, üç tane Michelin uygulaması (oteller, restoranlar ve seyahat), sosyal ağlara erişim ve e-mail’lerin sesli okunması da dahil.

Eşsiz bir deneyim için BOSE Surround audio sistemi
Uzun süredir ortaklıkları devam eden Renault ve BOSE sahip oldukları deneyimi bir araya toplayıp yeni Espace için özel bir audio sistemi tasarladı. Bu ortak çalışma ile ilk kez BOSE Surround Sound bir Renault’da sunuluyor (BOSE Centerpoint® 2 teknolojisi). Söz konusu yüksek performanslı sistem, kısa süre içinde yeni Espace’ın ikinci ekipman düzeyinden itibaren opsiyonel olarak sunulacak ve Initiale Paris versiyonunda standart olarak yer alacak.

Initiale Paris konsept otomobilinin çizgisini takip eden yeni Espace crossover, Surround Sound ile audio konusunda bambaşka bir düzeye erişti. 12 yüksek performanslı hoparlör canlı performansa yakın bir akustik kaliteyi garanti ediyor. Ses sahası hem panoramik hem de hassas; sesler ise net ve doğal. Enstrümanlar sahnenin belirli noktalarında çalınıyormuşçasına bir his uyandırıyor ve her türlü detayın duyulması mümkün oluyor. Sesler her koşulda tüm yolcular tarafından tam ve dengeli duyulabiliyor.

“Yeni Renault Espace’da asıl niyetimiz konfor ve sürüş deneyimi ile aynı yüksek standartlara sahip bir ses deneyimi yaşatmaktı. Surround Sound’un kullanılması çok doğal bir etki uyandırıyor; böylece yolculuklar sanatçıların araç içerisinde canlı performans yaptığı yüksek kaliteli dinleme oturumuna dönüşüyor. Sürücü ve yolcular da müzikten en üst düzeyde zevk alabiliyor.”
Bénédicte Le Nindre, Ürün Müdürü, Espace

BOSE’un stereo sinyalini çok kanallı sinyale dönüştüren kendine özgü Centerpoint® 2 teknolojisi sayesinde sürücü ve yolcular Surround Sound deneyimi yaşayabiliyor. Böylesine yüksek performans elde edebilmek için BOSE aynı zamanda patentli bir dijital sinyal işleme devresi kullanıyor. Böylece en ufak detaylar duyulabiliyor ve konser salonuna benzer bir kalite elde edilebiliyor.

Tek bakışta Renault Espace’daki BOSE Surround sistemi:
– Surround Sound: araçtaki tüm yolcuların ve sürücünün tam ve dengeli bir sesle sarmalanmalarını sağlayan sistem.
– Bir subwoofer da dahil olmak üzere 12 yüksek performanslı hoparlör canlı performansa yakın bir akustik kaliteyi garanti ediyor.
– Yüksek verime sahip BOSE Energy Efficient Series® amplifikatör normal lineer amplifikatörden daha az enerji harcayarak tüm sistemi kontrol ediyor.
– Centerpoint® 2 Teknolojisi: BOSE’un kendine has algoritması stereo sinyalini çok-kanallı sinyale dönüştürerek Surround sound elde edilmesini sağlıyor.
– BOSE dijital sinyal işlemcisi: kişiye özel eşitleme imkânı sayesinde otomobilin akustik özelliklerini bünyesinde barındırıyor ve seçilen parçaların en ufak detayları bile duyulabiliyor.

Renault, Espace kullanıcılarına yüksek sürüş zevki sunuyor
“Yeni Espace sürücünün ruh haline ve yoldaki performans özelliklerine göre değişen bir sürüş deneyimi sunuyor. Seyahat deneyimine katkı sağlayan tüm teknolojileri kontrol altında tutan Multi-Sense® sistemi (4Control® şasiyi ve elektronik amortisör kontrolünü de içerir) sayesinde sürücüler araç içerisindeki atmosferi kendileri seçebiliyorlar. Yeni Espace farklı moda göre kendi karakteristiklerini yansıtabiliyor; böylece tek bir otomobille pek çok otomobile sahip olmuş gibi oluyorsunuz. Yeni Renault Espace sürücünün ve diğer yolcuların duyularına hitap eden farklı ruh hallerine kapsamlı bir yelpazede sunabiliyor.”
Gérard Payen, Yardımcı Program Direktörü

Multi-Sense®: teknolojik bir devrim
Renault’nun Multi-Sense® sistemi yeni Espace’da bulunan teknolojileri kontrol ve koordine ediyor. Bunlar arasında en dikkat çekenleri 4Control® şasi, elektronik amortisör kontrolü, manevra, motor, EDC vites kutusu, göstergeler, motor sesi ve ortam aydınlatması.

Renault, yeni Espace ile sürüş zevkinde yepyeni bir boyut yaşatıyor. Bu, her zaman daha fazla heyecan yaşatan ve duyguları seçme özgürlüğünü sürücüye bırakan bir deneyim. Her an ve her hızda hissedilen bu zevk Renault’nun Multi-Sense® adı verilen teknolojisinin bir ürünü. Multi-Sense® sistemi, tıpkı bir orkestra şefi gibi hareket ederek yeni Espace’da yer alan tüm teknik özellikleri sürücünün o anki isteklerine göre ayarlıyor. Sürücü ister sportif isterse de sakin ya da verimli bir atmosfer arzulasın, Renault Espace göz açıp kapayıncaya kadar kendini her duruma göre ayarlayabiliyor. Bu aynı zamanda araç içi ambiyansının aydınlatma ve ses bakımından uyumlu hale getirilmesi için de geçerlidir. Hatta ön koltuklarda farklı tiplerde masaj imkânı bile var.

Yeni Renault Multi-Sense® sistemi sayesinde yeni Espace 4 ön programlı mod yardımıyla istenen ruh halini ve duyguları oluşturabiliyor: ‘Eko’, ‘Konfor‘, ‘Nötr’ ve ‘Spor’ ile birlikte serbestçe ve kolayca konfigüre edilebilir ‘Perso’ modu.

Her bir ayar aşağıdakiler sayesinde belirli bir sürüş duygusunu yaratıp koordine ediyor:
– motor tepkisi,
– EDC şanzımanın vites değiştirme kalibrasyonu,
– 4Control® şasinin kalibrasyonu,
– süspansiyon ayarları,
– ve direksiyonu çevirmek için gereken eforun derecesi.

Araç içi ambiyans aşağıdakiler adapte edilerek sürücünün isteğine göre uyumlu hale getirilebilir:
– iç aydınlatma rengi (yeşil, mavi, beyaz, kırmızı, mor),
– göstergeler tarafından verilen bilgilerin sunum şekli ve rengi,
– motor sesi,
– koltuk masajlarının yoğunluğu ve sıklığı,
– iklim kontrol sistemi ayarları.

Söz konusu modlar R-Link 2® ekranı veya orta konsoldaki döner düğme yardımıyla kontrol ediliyor. Kısa yol tuşlarına ek olarak pratik ve net bir şeklide sunulan menüler Renault Multi-Sense® sisteminin sunduğu servislere pratik erişim imkanı sağlıyor.
Söz konusu sistem sayesinde yeni Renault sürücünün isteklerine ve ruh haline göre kendini adapte edebiliyor.
Multi-Sense® sisteminin kalbindeki 4Control® uzmanlığı
4Control® şasi sistemi (dört tekerlekle manevra) arka tekerleklerin açısını kontrol eden bir Renault inovasyonudur. Şehir dışı yollarda direksiyon hassasiyeti ve stabilitesi sürüş zevkini en üst düzeye çıkarıyor. Şehir içi yollarda ise 4Control® şasi sistemi düşük hızlarda manevra kabiliyeti konusunda eşsiz bir deneyim sunuyor. Paralel park esnasında veya üç noktalı dönüş yaparken sistemin sıra dışı çevikliği sayesinde sürücü aracın boyutunu tamamen unutacak hale bile gelebiliyor. 4Control® şasi sayesinde yeni Renault Espace sınıfının en düşük dönüş çaplarından birine sahip. Acil durumlarda dört tekerden manevra teknolojisi verdiği pürüzsüz tepkiler ile güven veriyor. Renault, böyle bir sistemi bir crossover’da sunan tek üreticidir.

Sürüş rahatlığı ve güvenliğinden yararlanılmasını sağlayan bir dizi teknoloji (ADAS)
Yeni Renault Espace, sürücüye yardımcı olması bakımından pek çok sürüş desteği ve güvenlik fonksiyonu sunuyor.
Güven verici: adaptif seyir kumandası, aktif acil durum frenlemesi.
Uyarılar: şerit değiştirme uyarısı, güvenli mesafe uyarısı, trafik levhası tanıma ile birlikte aşırı hız uyarısı, kör nokta uyarısı.
Yardımcılar: ön, arka ve yan park sensörleri, geri görüş kamerası, otomatik kısa ve uzun farlar, baş üstü göstergesi, otomatik el freni, yokuş kalkış desteği, eller serbest giriş ve eller serbest açılan bagaj kapağı.
Yeni Renault Espace, Easy Park Assist sistemi sayesinde (neredeyse) kendi kendine park ediyor. Sürücüsüne park yeri bulma konusunda yardım olduktan sonra (gerekli alanı sensörleriyle ölçerek) sistem manevra yapmak için direksiyonun kontrolünü ele geçiriyor. Easy Park Assist fonksiyonu paralel, çapraz ve dikine park etmek üzere direksiyonu kontrol edebilmekte. Her durumda gerçekleştirilen manevra esnasında frenleme ve hızlanma kontrolü sürücünün elinde bulunuyor.

Odak noktası verimlilik
Yeni Renault Espace sürüşü eğlenceli hale getirmek için tasarlandı. Renault mühendisleri aracın aerodinamik özelliklerini rafine etti ve otomobili dikkat çekici biçimde hafifletti. Ayrıca verimli, en son nesil motorlarla çift kavramalı otomatik EDC vites kutusu kullandılar.

250kg daha hafif ve %20 daha ekonomik
Yeni Espace, ağırlık bakımından Espace 4’ün uzun versiyonundan 250 kg daha hafif hale getirildi. Bu yüzde 13’lük azaltma gövde, şasi, güç aktarma organları ve ekipmanlar (koltuklar dâhil) arasında eşit bir şekilde dağıtıldı.

Yeni bir platform: Yeni Espace crossover ile birlikte Renault, modüler mimari anlamına gelen CMF (Common Module Family/Ortak Modül Ailesi) sistemini ilk kez kullanmış oldu. Bu noktada kapılar ve kaput için alüminyum, ön çamurluklar için Noril plastik ve bagaj kapağı için termoplastik gibi hafif malzemelerin bir araya getirilmesi söz konusu.

Rafine aerodinamik özellikler: Aracın sürtünme katsayısı (Cd) 0.30 (şimdiki nesil Espace’dan 0.031 daha düşük) ve sürtünme alanı ise (CdA) 0.845 metrekare (0.086 metrekare azaltıldı). Bu sayede özellikle otoyol sürüşlerinde dikkate değer biçimde yakıt tasarrufu sağlanıyor.

Yeni Espace’da üç tane 1.6-litre turbo şarjlı motor seçeneği mevcut: bir tanesi benzinli iki tanesi de dizel. Söz konusu motorlar aerodinamik ve hafif bir gövdeye sahip bir aracı harekete geçirdikleri için artık daha da verimliler. Yakıt tüketiminde ve CO2 emisyonlarında hedeflenen ilerleme elde edildi ve şimdiki nesil Espace ile kıyaslandığında yüzde 20* oranında da aşıldı.
* Yakıt tüketimi ve emisyon değerleri geçerli yönetmelikler uyarınca onaylandı.

Üstün teknolojilerle donatılmış üç ayrı güç aktarma organı
Yeni Espace ile birlikte Renault, 2013 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda ortaya çıkarılan iki teknolojik ilerlemeyi bir seri üretim araçta kullanmış oluyor.
– Energy dCi 160 motoru için Twin Turbo teknolojisi: küçük, düşük ataletli turbo düşük devirlerde üstün performans sağlıyor. İkinci turbo ise daha yüksek motor hızlarında devreye giriyor. Yüksek tork, pürüzsüz ve canlı bir sürüş deneyimi için hemen devreye giriyor.
– Üç motorun ikisi için Shift-by-Wire kontrollü otomatik vites kutusu. Bu çözüm Formula 1’de kullanılıyor ve daha iyi yönetim sayesinde vites değiştirme hassasiyetini ve pürüzsüzlüğünü en üst noktaya taşıyor. Bu vites kutusu aynı zamanda tasarım açısından üç fayda sunuyor: mekanik bağlantının olmaması sayesinde tasarımcılar Yeni Espace’ın uçan konsolu ve uçaklardan esinlenilen vites kolunu araca dahil edebildiler.

Üç turbo şarjlı motor

Dizel:
Twin Turbo teknolojili Energy dCi 160 EDC: 1.6 litre, 160bg ve 380Nm tork 1,750 d/d’den itibaren elde ediliyor.
Renault’nun yeni büyük crossover’ına ait temel motor serileri verdikleri tepki ve kalkış performansı ile dikkat çekiyor. Bu motorlar aynı zamanda altı ileri vitesli çift kavramalı EDC vites kutusunun hem dinamik hem de kolay kullanılan özelliklerinden istifade ediyor. Energy dCi 160, otomatik EDC vites kutusu ve çeşitli Multi-Sense® sürüş modlarının bir araya getirilmesi sayesinde Yeni Espace tamamen sürüş zevkine ve duygulara adanmış bir otomobil haline geliyor. Son olarak, Energy dCi 160 EDC ünitesi ile Yeni Espace pazarın en iyi yakıt tüketim değerlerinden birine sahip.

Energy dCi 130: 1.6 litre, 130bg ve 320Nm tork 1,750 d/d’den itibaren elde ediliyor.
Bu motor altı vitesli manuel vites kutusu ile eşleştirildi. Söz konusu motor, örneğin filo müşterileri gibi, işletme masraflarının ve konforun kilit unsurlar olduğu müşteriler için tasarlandı.

Benzinli:
Energy TCe 200 EDC: 1.6 litre, 200bg (147kW) ve 260Nm tork 2,500 d/d’den itibaren elde ediliyor.
Yeni Espace benzinli motor tercih eden sürücülere dinamik performansa odaklanmış olan yepyeni bir motor sunuyor. Energy TCe 200 motoru Clio R.S.’te bulunan motorun geliştirilmiş hali. Yeni Espace’ın bu yüksek verimli motoru dinamik ve atak bir sürüş sağlıyor. Yeni, yakın oranlı yedi vitesli çift kavramalı EDC vites kutusuyla eşleştirilen bu motor çevik kalkış yapılmasını temin ediyor. Bir kez daha, Energy TCe 200 engine, otomatik EDC ve Multi-Sense® “Sport” sürüş modunun bir araya getirilmesi sayesinde Yeni Espace sürücüsüne optimum sürüş zevkini tattırıyor.

Güç: Yeni Espace’ın azaltmış ağırlığı, üstün aerodinamik özellikleri, Renault’nun ebat küçültme teknolojisindeki uzmanlığı sayesinde Yeni Espace’da sürüş zevki ile düşük yakıt tüketimini birleştiren bir dizi 1.6-litrelik motorlar kullanılması mümkün oldu. EDC vites kutusu ve Multi-Sense® sistemi ile donatılmış olan Twin Turbo Energy dCi 1.6 dizel motorun ortaya çıkardığı 160bg güç Yeni Espace gibi bir otomobilden beklenen sürüş zevkini veriyor ve iki litrelik motor benzeri bir performans sergiliyor.

EDC vites kutusu: Yeni Espace’da en son teknoloji ürünü iki yeni vites kutusu kullanılıyor. Altı veya yedi vitesli EDC (Efficient Dual Clutch) vites kutuları, model için sunulan üç motorun ikisi ile birlikte kullanılıyor. Bu sayede konforu, dinamik performansı ve iyi tepkiyi düşük yakıt tüketimi ile harmanlıyor. Multi-Sense® sistem, seçilen sürüş stilinin bir işlevi olarak EDC vites değişikliklerinin kalibrasyonunu da etkiliyor.

Tüm versiyonlarda Stop&Start: Yeni Espace’ın tüm motorları, frenleme enerjisini depolayan sistemle birlikte pürüzsüz ve esnek Stop&Start sistemi ile donatıldı.

F1’den alınan ilham: sofistike turbo şarj teknolojisi 1.6-litrelik Renault Energy F1 motoru ve 1.6-litrelik Renault Energy dCi motoru arasındaki tek paralellik değil. Energy dCi 160 Twin Turbo motoru Renault’nun F1’deki uzmanlığından doğan bir dizi teknolojiyi bünyesinde barındırıyor. Özellikle de soğutma verimliliği ve sürtünmenin azaltılması bakımından:
– çapraz su akış sistemi sayesinde yanma odası hızlı ve verimli bir şekilde soğutulabiliyor.
– U-Flex piston contaları son derece esnek ve ‘U’-şekilli profilleri sayesinde ısı ve silindir basıncı altında verimlilik ve sürtünme arasında en iyi sonucu veriyor.
– sürtünme, süper yüzey cilalaması ile daha da azaltıldı.

Energy dCi 160 Twin Turbo motor 1.800-bar ile yakıt enjekte ediyor ve iki kademeli turbo şarj işle donatılmış durumda.

Renault Espace: inovasyon anlayışı üzerine kurulu 30 yıllık bir başarı hikayesi
1984 senesinin ultra geleneksel anlayışa sahip otomotiv dünyasında Espace’ın lanse edilmesi Renault’nun cesaretini ve avangart vizyonunu gösteriyor. Marka, ilk başta sınıflandırılamayan ve ardından benzersiz hale gelen bir araç için inovasyona olan güvenini de ortaya koydu. Renault Espace, yepyeni bir segment yarattı. Zaman içinde Espace, sahip olduğu orijinallik ve serinin zenginliği sayesinde çekiciliğini iyice perçinledi. Renault Espace o zamandan beri her alanda gelişmeye ve ilerlemeye devam etti ve 1.245.000’lik üretim sayısıyla nesiller boyunca otomotiv dünyasında rakipsiz oldu. Günümüzde Renault, modele özgüven dolu bir göz attı. Sonuç olarak Espace yeniden yaratıldı ve hem sürüş hem de kişiselleştirilebilir seyahat konforu sunan dinamik ve çekici bir aile otomobili olarak yeni müşterilerin gönlünü fethetmeye geldi.
tıklayın.: ‘Espace: 30 Yıldır Devam Eden İnovasyon’


‘Renault Quality Made’
Espace’da öncelikli odak noktası kalite
Renault, Yeni Espace ile tüm çabasını müşteri açısından görülebilir kalite üzerine odakladı ve bunu elde edebilmek için her şeyini ortaya koydu.

Tasarım kalitesi:
Verimlilik: Yeni Espace’da önceki nesline oranla ağırlıktan 250 kg tasarruf sağlamak için verimli bir mimari ve çeşitli ileri teknolojiler, malzemeler (alüminyum, Noryl™, termoplastikler) ve süreçler kullanıldı.

Dayanıklılık: Yeni Espace sadece üç ay süren ve üç yıllık kullanımı simüle eden test de dahil olmak üzere en zorlu testleri başarıyla geçti. Program dahilinde Yeni Espace 5.5 milyon kilometre yol kat etti ve 520 saat süren zorlu testlere ve 450 saat iklim testlerine maruz bırakıldı. Yeni Renault Espace’ın Tek Dokunuşla Katlanan Koltuklar gibi yeni özellikler ve eller serbest olarak açılan elektrikli bagaj kapağı özel olarak geliştirilen testlere tabi tutuldu.

Yavaşlama esnasında titreşim olmaması: gövde tasarımına yepyeni bir yaklaşımla sürüş kalitesinde de ilerlemeler sağlandı. Böylece Yeni Espace çok üst düzeyde seyahat konforu sunar hale getirildi.

Üretim kalitesi:
Hassas presleme: sıcak preslemede metal levhalar hızla soğutulmadan önce dakikalar boyunca 850C°’ye kadar ısıtılır. Sonuç olarak da levhaların daha ince olmasını sağlayan üstün mekanik kuvvet elde edilir. Sıcak presleme sayesinde Yeni Espace ağırlıktan kaybettiğini kalite olarak geri alıyor.

Titiz ince ayarlar: Yeni Espace’ın tutku dolu tasarımı, gövde üzerinde hassas ayarlar yapılmasını ve gövde paneli kıvrımlarında daha düşük yarıçaplar elde edilmesini gerektirdi. Douai tesisi bu zorluğun üstesinden geldi ve Yeni Renault Espace stilini eksiksiz yansıtır hale geldi.

Özenli montaj: her bir araç gövdesi üzerinde en az 5.000 işlem yapılıyor. Bunların öncesinde ve sonrasında 45 kilit bölgede sürekli devam eden kontroller ile Yeni Espace’ın kusursuz geometrisi garanti ediliyor ve iç mekanındaki algılanan kalite eksiksiz elde ediliyor.

Derinlemesine parlak boya: Yeni Espace derinlik ve pırıltıları bakımından seçilmiş dokuz farklı gövde renginde sunuluyor. Metalik boyalar üzerinde çok dayanıklı lake kaplama uygulandı. Boyanın kalitesi 900 nokta kontrolünü gerektiren prosedürlere tabi tutuldu.

Kabin kalitesi:
Dayanıklı, statü yükselten malzemeler: Yeni Espace’ın iç mekânında saten görünümlü krom detaylar kullanıldı. Bu sayede parmak izlerinin çıkması en aza indirildi. Aynı şekilde orta konsol da zor aşınan dekoratif kaplama ile kaplandı.
Bu arada Yeni Espace’ın Initiale Paris versiyonundaki koltuklar, direksiyon simidi, kolluklar ve kapı paneli detayları deri ile döşendi.

Dikkatle tasarlanmış sistemler: Kalite üzerine odaklanıldığının bir ispatı da belirli alanlara gösterilen dikkattir. Buna, parlak ve çok renkli grafikleriyle göze çarpan baş üstü göstergesi de dahil.
Ses sistemi optimum sinyal algılaması için öncü teknolojiye sahip görünmez bir antenden istifade ediyor. BOSE sistemi ise akustik ilerlemeyi gözler önüne seriyor.
Tam LED Pure Vision teknolojisi sayesinde Yeni Espace’ın lambaları hem kompakt hem de verimli. Hassas ve yoğun ışın, gün ışığına yakın bir ışık yayıyor. Halojen huzmeden yüzde yirmi daha güçlü olan bu ışın gece görüşüne büyük katkı sağlıyor. Uzun ömürlü LED’ler ampullerin periyodik olarak değiştirilmesi gerekliliğini ortadan kaldırıyor.

Douai tesisi daha da fazla kalite için çalışıyor
“Yeni, ultra modern ekipmanlarımız, dikkatle denenmiş ve test edilmiş yeni prosedürlerimiz mevcut ve yüksek eğitimli çalışanlarımız Yeni Renault Espace üzerinde çalıştıkları için çok gururlu. Ayrıca Douai tesisi kaliteyi en üst düzeye çıkarmak için hazır.”
Franck Naro, Direktör, Douai tesisi

Yeni Renault Espace’ı gereken kalite düzeyinde üretebilmek maksadıyla Douai tesisi son üç yılda büyük ve ilerleme kaydeden değişimler geçirdi.

Yeni ekipmanlar: Tesis, yeni preslere yatırım yaptı ve metal levhaların sıcak preslenmesi işlemini başlattı. Plastikler üç adet 2.250 tonluk presle enjekte edilmekte ve Yeni Espace’ın ön çamurlukları ve bagaj kapağı için yeni bir 3.200 tonluk pres hizmete sokuldu. Boya atölyesinde ise çıplak gözle görülemeyecek boya bozukluklarını gösteren yeni aydınlatmalar kullanılmaya başlandı.

Yeni Espace için yeni prosedürler: Renault’nun büyük crossover’ında alüminyum gibi yeni malzemelerle ağırlık azaltmaya önem veren yeni bir platform kullanılıyor. Sonuç olarak Douai tesisi yeni süreçler geliştirdi ve mevcut olanlar üzerinde ciddi değişiklikler yaptı. Böylece rötuşçu gibi belirli çalışanların beceri düzeyleri artırıldı. Tesis tam takım hazırlama olarak bilinen sürece geçiş yaptı; burada operatörün önüne o an monte edilmesi gereken parça eksiksiz olarak geliyor. Bu şekilde seçim yapma gerekliliği ortadan kalkıyor zira parça takımı o anki gerekliliğe göre hazırlanıyor. Ayrıca hata yapma riski de ortadan kalkıyor.

Douai tesisi değişken ağırlıklı döşeme atölyesini de devreye aldı. Böylece pit pozisyonları ortadan kalktı ve üretim hattının yanında daha faza yer açıldı. Sistemde otomobiller arasında büyük parçaların taşınması için küçük el arabaları kullanılıyor. Otomobilin gövdesi yapılacak işe göre yükseltilip alçaltılabiliyor.

Douai tesisi ilk prototipi lanse ettiğinde üretim hattından rast gele seçilen araçlar üzerinde günlük kalite toplantılarından oluşan bir program uyguladı. Yeni Espace bu nedenle yüksek kalite standartlarını temin etmek üzere en ince ayrıntısına kadar incelendi. Bu tip bir atölye içi toplantısı kısa sürede ‘Savaş Odası’ olarak anılmaya başlandı; buradaki toplantıların ne denli çetin geçtiği hakkında bu bir fikir verecektir.

DOUAI TESİSİNİN KALİTE ANLAYIŞI
Yeni Espace asla sıradan bir ürün değil. Bu otomobil Renault markasının ‘imajını’ tanımlıyor. Otomobilin tasarımcıları akıcı hatlara sahip zarif bir otomobil ortaya çıkarmak amacıyla gerekli her unsuru kullandı. Douai tessi bu amaçla sahip olduğu tüm ekipmanları olası en üst düzeye taşıdı. “Yüksek kalite hedefi” şeklindeki mesaj ise tesis çevresindeki binalarda gururla sergileniyor ve her çalışana sürecin bir parçası olduklarını hatırlatıyor.
Tabii ki tesisteki her meslek ve her departman önemli bir rol oynuyor. Yeni Espace da şimdiye kadar Renault’da görülmemiş teknolojilerden istifade ediyor ve böylece insana eşsiz duygular yaşatan sofistike bir araç üretilebiliyor. Markanın bu yeni crossover’ının zarafeti ağırlık azaltma sayesinde de elde edildi. Güçlü ve dayanıklı merkezi şasi rayı için kullanılan sıcak presleme, bagaj kapağı gibi daha büyük parçalar için tasarlanan yeni plastik enjeksiyon presi ve açılan panellere yönelik yeni bir alüminyum presi… İşte bu şekilde Yeni Espace bir önceki nesline oranla 250 kg hafifledi!
Açılır paneller elden geçirilmiş ve kısmen otomatikleştirilmiş gövde montaj alanında ayarlanıyor. Alüminyum kullanılması yeni bir şey ve çalışanlar yeni süreçler ve operasyonlar üzerinde çalışabilmek için yeni beceriler kazandı. Gövde atölye ekipleri her Salı günü Uyum Odası’nda buluşuyor ve aracın gövde geometrisi, kaynakları ve dış görünümü hakkında 45 unsuru ciddiyetle gözden geçiriyor… “Serinin en tepesinde yer alacak bir otomobil üretmek için gereken ne varsa yapmak istiyoruz. Sıfır toleranslı yüksek standartlar peşindeyiz. Aracın iyiliği için ekip halinde çalışıyoruz. Söz konusu ekip çalışması Yeni Espace’ın DNA’sına kazandı” diyor, Montajlanmış ve Boyanmış Gövde Kalitesi teknik birimi üyesi Michel Bauvin.
Yeni Espace baştan çıkarıcı gücüne çok güveniyor. Bunda araç üzerinde uygulanan renklerin derinliği ve parlaklığı ve alüminyum, çelik levha ve plastikle uyumu da önemli rol oynuyor. Fabrikanın ışık tünelindeki yeni aydınlatma sayesinde boyanın sıra dışı pırıltısı garanti ediliyor. Bu sayede sıra dışı bir boya kalitesi elde edilebilmesi için en ufak görsel hatalar dahi fark edilebiliyor.
Yeni crossover ardından montaj safhasına alınıyor. Tek bir hat üzerinde –ki Yeni Espace burada Douai’de üretilen diğer araçlarla karşılaşıyor – operatörlere özel parça kitleri temin ediliyor ve tamamen yeni değişken yükseklikli döşeme atölyesinden tam anlamıyla istifade ediyorlar. Daha az gerilim ve daha güvenli koşullarda çalıştıklarından kalite üzerine tam olarak odaklanabiliyorlar.
‘Kontrolör’ olarak bilinen bazı operatörler aracın standartlara uygun olup olmadığının belirlenmesinde kilit rol oynuyor. Burada yeni dijital gereçlerin bir parçasını oluşturan otomatik kusur kaydı son derece büyük öneme sahip. “Benim görevim araca müşteri gözüyle bakmak ve olası problemleri belirleyip üst düzey kaliteyi temin etmektir” diye acıkıyor kontrolörlerden biri olan Dimitri Keller. “Bu dijital gereç sürece bir buçuk sene önce dahil oldu ve takip imkânını artırdı.” Gövde atölyesinde Uyum Odası faaliyetin ve tartışmaların üst düzeyde olduğu bir alan.
Yeni Espace’ı üretmeden önce Douai’de çalışan erkek ve kadınlara dört günlük bir eğitim verildi ve her birine ‘yüksek kalite fabrika pasaportu’ adı verilen bir diploma verildi. Bu eğitimin gündeminde yüksek kaliteli ürün kültürü, üretim standartları, algılanan kalite, maliyetler ve işyerinde huzur vardı. Eğitimden çıkan herkes üstün bir ürünün kaliteyi temin etmesinde kilit rol oynadıklarına ikna oldu.

02
INITIALE PARIS: RENAULT’NUN KENDİNE ÖZGÜ İMZASINDA YENİ BİR STİL

Renault, markanın seyahat konforu vizyonunu bünyesinde barındıran Initiale Paris imzasını yeniden tanımladı. Bu ekipman düzeyi en yüksek sınıf Renault modellerinin lüks versiyonlarında sunulacak. Bu yaklaşım Clio ile başladı, Yeni Espace ile devam ediyor. Initiale Paris versiyonlarını dört kilit özelliği: sıra dışı görüntüleri, eşsiz detayları, alışılmışın dışındaki lüksü ve kişiselleştirilmiş müşteri hizmeti.

Renkler, malzemeler ve ekipmanlar eşsiz bir deneyim için bir araya geldi
Lüksü, Renault tarzında araç içerisinde yaşayın
Initiale Paris ismi üründeki bir dizi özel içeriği ortaya koyuyor. Renkler, malzemeler ve ekipmanlar en üst düzeyde konfora katkı sağlamaları için dikkatle seçildi. Initiale Paris felsefesinin en temel hedefi yüksek kaliteli bir seyahat deneyimi yaşatmaktır. Bunda Renault’ya özgü teknolojik inovasyonların kullanılması ve hem ekipman hem de malzeme kalitesinin garanti edilmesi çok etkili.

Initiale Paris imzasını taşıyan modeller sıra dışı ve hemen tanınır nitelikte olacak:
 Aracın dışı: Model ismi yerinde bulunacak olan Initiale Paris logosu; eşsiz bir boya; iddialı bir aydınlatma imzası; ısmarlama alaşımlı jantlar; sıra dışı ön ve arka tasarım (modele bağlı).
 Aracın içi sofistike kabin detayları en yüksek kalitede zarif malzemelerden üretildi. Aynı zamanda koltuklar, ses geçirmezlik ve iklim kontrolü de iyileştirildi.
 Motorlar: Renault’nun motor yelpazesinin en tepesinde yer alan motorlar kullanıldı.
Initiale Paris, Renault markasının ruhu ve uzmanlığı üzerinde yükseliyor.

Espace Initiale Paris –Renault serisinin baş tacı
Konu yüksek kaliteli seyahat olunca Yeni Espace crossover’ın Initiale Paris versiyonu en uç noktadaki Espace’ı ve en uç noktadaki Renault’yu temsil ediyor. Eşsiz donanım düzeyi ve kusursuz detayları sayesinde ve metalik yansımalara sahip son derece orijinal Ametist Siyah rengiyle yollarda tüm dikkatleri üzerine çekecek. İki farklı şekilde döşenebilecek iç mekânından bahsetmeye gerek bile yok: dereceli Gri/Koyu Kahverengi veya sadece Koyu Kahverengi.

Renault Multi-Sense® sistemi, ‘4Ccontrol’ dört tekerden manevra ve elektronik amortisör kontrolü ile donatılmış olan Yeni Espace, konu hassasiyet ve çeviklik olunca en yüksek standartları belirleyecektir.

Yeni Espace Initiale Paris sofistike bakışları ve sahip olduğu özellikler ile hemen ayırt ediliyor:

Seçkin dış tasarım özellikleri
– standart renk yelpazesine ek olarak yeni metalik Ametist Siyahı renk,
– Özel 19-inçlik jantlar,
– Yanlarda, Renault logosunun altında ve arkadaki Espace yerinde “Initiale Paris” imzası,

İç mekâna ve seyahat konforuna verilen özel önem
– Koyu kahverenginde veya Griden Kahverengine kadar bir yelpazede sunulan deri döşeme,
– Isıtmalı, masaj fonksiyonlu 10 yollu ayarlanabilir ön koltuklar (ayarların sekizi elektrikli yapılıyor,
– Birinci ve ikinci sıra koltuklarda ‘Relax’ kafalıklar,
– ikinci koltuk sırası (opsiyonel),
– Deri kaplı direksiyon simidi, kapı detayları ve kolluklar,
– Görünür dikişli ön panel,
– İyileştirilmiş akustik konfor sunan güneşlikli, ekstra renkli, lamine yan camlar,
– Kapı eşiklerinde, direksiyon simidi göbeğinde, ön koltuk arkalıklarının üstünde (kabartma şeklinde) Initiale Paris logosu ve ön koltuk kafalıklarının arkasında dekoratif detaylar.

En gelişmiş ekipmanlar ve teknolojiler
– BOSE premium ses sistemi sayesinde BOSE Surround Sound ilk kez kullanılıyor,
– Artırılmış görüş için Visio System Paketi: öne bakan kamera, şerit değiştirme uyarısı, otomatik farlar, trafik levhası tanıma, aşırı hız uyarısı.
– İleri Güvenlik Paketi: güvenli mesafe uyarısı ve acil durum fren desteği.

Yeni Renault Espace Initiale Paris şu motorlarla sunuluyor:
Benzinli: Energy TCe 200 EDC,
Dizel: Energy dCi 160 EDC.

Clio Initiale Paris: stil, konfor ve detaylara gösterilen özen
Renault Clio serisine Initiale Paris versiyonunun eklenmesi sıra dışı konfor suna bir otomobil arayışı içindeki sürücüleri hedefliyor.

Clio Initiale Paris aşağıdaki özelliklere sahip:

Seçkin dış tasarım özellikleri
– Yeni mat fildişi boya ve özel bir gri metalik boya,
– Sis lambalı ön tampon,
– Krom egzozlu arka tampon
– Sıra dışı ‘C’-şekilli aydınlatma imzası oluşturan LED gündüz sürüş lambaları
– Özel 17-inçlik alüminyum alaşımlı jantlar,
– Önde, arkada ve yanlarda Initiale Paris logosu,

İç mekâna ve seyahat konforuna verilen özel önem
– Çepeçevre sarmalayan yüksekliği ayarlanabilir spor ön koltuklar
– dalgalı görünüme sahip deri döşeme, görünür dikişler ve koltuk arkalıklarının arkasına dokunmuş Initiale Paris logosu
– Initiale Paris logolu deri kaplı spor direksiyon simidi
– Suni deri kaplı ön panel ve ön ve arka kapı detayları
– Özel vites topuzu (sadece düz vites kutusunda)
– koltuk arkalıklarının üstünde dokunmuş Initiale Paris logosu
– Gövde renginde hava çıkış kanalları ve kapı içi şeritleri; saten görünümlü krom detaylarla birlikte
– Alüminyum pedal kaplamaları
– Initiale Paris logolu alüminyum alt kapı plakaları
-Işıklı makyaj aynaları
– Işıklı özel kaplamalı torpido gözü
– Mikrofiber tavan kaplaması
– Öze paspaslar

En gelişmiş ekipmanlar ve teknolojiler
– Üstün aydınlatma performansı için Xenon farlar
– Arcamys® audio sistemine sahip R-Link2® multimedya tablet
– Isıtmalı ön koltuklar
– Otomatik ikim kumandası
– Renault eller serbest kartı
– Geri görüş kamerası (opsiyonel),
– Açılır sunroof (opsiyonel).

Yeni Renault Clio Initiale Paris şu motorlarla sunuluyor:
Benzinli: Energy TCe 90 (düz vites kutusu) and TCe 120 EDC,
Dizel: Energy dCi 90 (düz vites kutusu ve EDC vites kutusu).

Initiale Paris – Renault’nun üst düzey hizmete adanmışlığı
Bir adım öteye giden hizmetler
Initiale Paris, Renault’nun sürecin her aşamasında müşterileriyle eşsiz ve samimi bir ilişki kurmasını sağlayacak.

Bu ilişki şunlara odaklanacak:
• Özel bir çağrı merkezi: herhangi bir problem anında yardım çağrılarına pratik ve kişiselleştirilmiş yanıtlar vermek için dikkatle düşünülmüş bir sistem. Bu çağrı merkezi aynı zamanda şebeke dahilinde öncelikli randevular (24 saat içinde), test sürüşleri, servis ve internet hizmetleriyle ilgili destekte de bulunacak.
• Showroom’larda özel alan.
• Hayatı kolaylaştırmak için yenilikçi ekstra hizmetlere abone olma seçeneği.

Initiale Paris Servis Paketleri

Initiale Paris Servis Paketleri şunlardan oluşuyor:
• Kayıp anahtar, hatalı yakıt alımı, yakıt bitmesi ve lastik patlaması gibi durumlarda yol desteğini kapsayan uzatılmış garanti.
• Lastikler hariç olmak üzere tüm aşınan parçaların* değişimi.
• Servis kitabında veya Bakım ve Garanti belgesinde belirlenen tüm işlemler; bu operasyonlar sözleşmeli kilometreye bağlı olarak üreticinin tavsiyeleri doğrultusunda gerçekleştirilecektir ve şunları içerecektir:
o Üreticinin tavsiyeleri doğrultusunda sıvıların tahliye edilip yeniden doldurulması.
o Sıvı ekleme (hidrolik, cam suyu, fren hidroliği, soğutma suyu).
o Elektronik diyagnostik kontrol.
o Kilit araç parçaları üzerinde 15 nokta kontrolü (servis kitabına bakınız).
o Güvenliğe yönelik diyagnostik kontrol.

Servis operasyonları* ön görülen aralıklarda yapılır ve işçiliği ve gereli yağlayıcıların, küçük gereçlerin ve parçaların provizyonunu içerir (onarımlar 12 aylık garanti kapsamındadır).

Initiale Paris Sérénité servis paketleri

Initiale Paris Servis Paketinde yer alan servislere ek olarak sunulan Initiale Paris Sérénité Paketi her servise şunları ek getiriyor:
• Aracı teslim almak ve müşteriye teslim etmek üzere vale servisi.
• Benzer özellikte yedek araç tahsisatı.
• Müşteri aracının dış yıkaması ve iç mekân temizliği.

Söz konusu servisler her pazara özgü detaylar ve ücretlerle birlikte tüm Avrupa’da sunulmaktadır.

Marka bağlantısının daha da ileriye taşınması
Initiale Paris, Renault’nun evrensel ilkelerini yansıtıyor:
• Kusursuz tasarım, yüksek kaliteli malzemeler, konfor ve huzur veren yenilikler,
• Uzman ve eğitimli operatörler tarafından gerçekleştirilen üretim,
• Kişiselleştirilmiş ve saygın bir satış ve servis deneyimi.

Müşterilerin gereksinimlerinin karşılanabilmesi sadece aralıksız olarak, dinlenmeden çalışmaya bağlıdır. Bu şekilde konu kalite ve servis olduğunda en yüksek standartların elde edilmesi mümkün olabilmektedir. Başarı, müşteriyle karşı karşıya gelindiğinde verilen sözlerin ne derece yerine getirildiği ile doğru orantılıdır.

Initiale Paris’in misyonu tüm duyulara hitap eden özel bir deneyim yaşatmak:

Baştan çıkarıcı: Initiale Paris ismi duygulara hitap eden bir stillin yansımasıdır. Bu imzayı taşıyan ürünler sıcak tasarımları, yüksek kaliteli malzemeleri, kaliteli detayları, akustik ve termal konforları ve ileri teknoloji paketleri ile ayırt edilebilir.
Coşkulu: Initiale Paris versiyonları, Renault’nun müşterilerin hayatlarını inovasyon ve hem konforla ilgili hem de kullanıcı dostu teknolojilerle kolaylaştırma anlayışının bir sonucudur. Bunun en büyük ispatı günlük kullanıma yönelik çevreye saygılı motorların seçilmesidir. Initiale Paris etiketi seyahat konforu, yolcu huzuru ve eşsiz sürüş zevki ile kendini beli ediyor.
Saygılı: Renault modellerinin Initiale Paris versiyonları şirketi müşterileriyle yakınlaştıracak ve onlara daha fazla konfor sunacak olan bir dizi hizmetle birlikte sunuluyor.

EOLAB, ÇEVRE KONUSUNDA 1 LİTRE/100KM* ULTRA DÜŞÜK YAKIT TÜKETİMİ İLE RENAULT’NUN İNOVASYON SEMBOLÜ

Renault, ultra düşük yakıt tüketimi elde etmenin yollarını araştıran yepyeni prototipi, yani EOLAB’ı sunuyor. Aracın kombine NEDC döngüsündeki tüketimi * 1 litre/100km düzeyinde; bu da 22g CO2/km’ye denk geliyor.
Tasarımcılar böylesine düşük değerler elde etmek için tüm dikkatlerini üç noktada odakladılar: ağırlığın azaltılması, aerodinamik özelliklerin iyileştirilmesi ve günlük kullanımda sıfır emisyon* sunan “Z.E. Hybrid” teknolojisinden istifade edilmesi.
Çevre odaklı yenilikçi bir girişim olan EOLAB, showroom’larda yer alan bütün otomobiller üzerinde zamanla kullanılacak olan pek çok teknolojik ilerlemeyi bünyesinde barındırıyor. Sonuç itibariyle, EOLAB elektrik motorlu araçları** sayesinde sıfır-emisyonlu mobilite** alanında öncü konumundaki Renault’nun taahhüdünü vurguluyor. Söz konusu taahhüt, giderek düşen karbon ayak izine sahip modelleri makul fiyatlarla müşterilere sunma fikri üzerinde yükseliyor.

EOLAB Concept: duygu dolu tasarımı, sahip olduğu teknolojiler ve sunduğu verimlilik ile hayalleri yakalayan bir konsept otomobil
Renault tasarımcıları EOLAB projesine dahil oldular. EOLAB Konsept söz konusu olduğunda tasarım parametrelerini zorlayarak otomobilin stilini kusursuz hale getirmeye çalıştılar ve hem aerodinamik hem de ağırlık gibi unsurları optimize etmek amacıyla fazlasıyla dikkat sarf ettiler. Eğimli tavanı ve nefes kesici narin arka kısmı sayesinde bu konsept otomobilin gerçek amacı maskelendi: aracın baştan çıkarıcı tasarıma sahip gövdesinin altında her şey tutumluluk üzerine kuruldu. Görünen o ki, Renault, temel hedefi ultra düşük yakıt tüketimi elde etmek olan bir prototipe hayal gibi bir dokunuşla ruh kattı.

EOLAB: Herkes için ultra düşük yakıt tüketimi sunabilmek amacıyla tüm teknolojiler seferber edildi
Renault için EOLAB’ın amacı mümkün olduğunca çok insan için ultra düşük yakıt tüketimini bir gerçekliğe dönüştürerek şirketin DNA’sına bağlı kalmaktır. Bu yaklaşım, üstün teknolojileri herkesin ulaşabileceği fiyatlarda sunabilmeyi gerektiriyor. EOLAB’da son derece hafif olan ve titanyuma oranla çok daha ucuz magnezyum ve alüminyum gibi malzemeler bulunuyor. Bu arada, önümüzdeki 10 yıllık süreçte böylesi bir aracın büyük miktarlarda üretilmesi fikri en başından beri tüm planlara dahildi.

Geleceğin Renault’ları için 100 teknolojik ilerleme
EOLAB bir stil çalışmasından veya sadece bir vitrin unsuru olmaktan daha fazlasını ifade ediyor. B-segmenti platformu etrafında geliştirilen bu prototipte yaklaşık 100 gerçekçi teknolojik gelişme göze çarpıyor. Tüm bu gelişmeler 2015’ten itibaren Renault araçlarında sırayla yerlerini alacak.

* Yakıt tüketimi, emisyonlar ve menzil verileri uygun mevzuatlar dikkate alınarak onaylandı..
** Kullanım esnasında CO2 veya başka kirleticiler salmaz.

EOLAB reçetesi
EOLAB prototipinin 1 litre/100km’lik sıra dışı yakıt tüketim değeri üç ana cephede yürütülen çalışmaların bir ürünü: iyileştirilmiş aerodinamik özellikler, ağırlık azaltımı ve Z.E. Hybrid teknolojisi (benzinli/elektrik motorlu):
– Otomobilin şekli havayı verimli bir şekilde yaracak biçimde tasarlandı. Bu arada, aktif spoiler ve yan kanatçık gibi hareketli parçalar kanat görevi görerek aerodinamik özelliklere destek oluyor.
– Ağırlık azaltma programı sayesinde otomobilin kütlesi sadece 400 kg’ye indirildi. Bu noktada çelik, alüminyum ve kompozitlerin bir arada kullanıldığı çoklu-malzemeden oluşan gövde sayesinde bu değere ulaşıldı. Ayrıca sadece 4 kg ağırlığa sahip dikkat çekici magnezyum tavan da bu ağırlıkta pay sahibi. Ağırlıktan tasarruf edilmesi son derece verimli bir döngü ortaya çıkardı çünkü bu şekilde araç ebadının ve dolayısıyla da prototipin temel parçalarının (motor, pil, jantlar, frenler, vs.) düşük tutulması mümkün oldu. Sonuç olarak da daha maliyetli malzemeleri kullanma fikri finanse edilebildi;
– Z.E. Hybrid teknolojisi: bu yeni, kompakt ve makul fiyatlı hibrit motor sayesinde 120 km/s’ye varan hızla 60 km’nin altındaki yolculuklarda ultra düşük tüketimi ile sıfır emisyonlu mobilite* bir araya getirilmiş oluyor. Önümüzdeki yıllarda Z.E. Hybrid teknolojisi Renault’nun sıfır emisyonlu* araç serilerinde tamamlayıcı özelliğe sahip olacak.

Renault, Fransız hükümetinin iki litre/100 km hedefini de aştı
EOLAB, Fransa’nın Yeni Endüstri Planı kapsamında “herkes için 2 litre/100km yakıt tüketimi” planının bir parçasını oluşturuyor. Ancak EOLAB, Fransız hükümeti tarafından belirlenen söz konusu yakıt tüketim değeri hedefini daha da ileri taşıyarak daha da uzun vadeli bir bakış açısı sergiliyor. Renault, bu prototipin tasarlanması sürecinde 2020 senesinde kadar sadece 2 litre/100km tüketim değerine sahip bir otomobil sunabilmek için gereken tüm teknolojileri geliştirdi. Renault, bu hedefe ulaşabilmek içinse otomobil camı üreticisi Saint-Gobain, koltuk tedarikçisi Faurecia, lastik firması Michelin gibi Fransız otomotiv endüstrisindeki ortaklarla yakın bir işbirliği ruhu içerisinde çalıştı. Renault aynı zamanda Koreli şirket Posco ve Continental gibi büyük ortaklarla da çalıştı. Tüm bu ortakların kendi alanlarındaki know-how sayesinde EOLAB prototipinin başarısına büyük katkılar sağlandı.

* Kullanım esnasında CO2 veya başka kirleticiler salmaz.
** Yakıt tüketimi, emisyonlar ve menzil verileri uygun mevzuatlar dikkate alınarak onaylandı.


04
KAÇIRILMAMASI GEREKENLER…

Yeni Twingo – Gerçek dünyayla iç içe bir yaşam

Orijinalinin piyasaya çıkarılmasından yirmi yıl sonra Renault, sloganı “Invent a life to go with your Twingo” (Twingo’yla gidebileceğiniz bir hayat kurun) reklam kampanyasını yeniden ele alıyor

Orijinal Twingo’nun lanse edildiği 1993 senesinde, modelin imzası haline gelen iletişim kampanyasıyla müşteriler büyük bir sürpriz yaşamıştı. 1992’de söz konusu otomobilin fotoğrafları Paris Otomobil Fuarı’nı ve Fransız başkentini adeta işgal etti. Ardından, animasyon sanatçısı Petit Roulet tarafından çizilen bir çizgi film karakteri halinde neşeli bir TV reklamında boy gösterdi. Aynı çizgi film karakteri sloganı: “Invent a life to go with your Twingo!” olan eşsiz bir kampanyada yer aldı. Bu sıra dışı yaklaşım tüm dikkatleri şehir otomobillerine çekti. Kampanyanın özü, diğer küçük Renault’larla; 4CV, Renault 4 ve Renault 5 ile ortaya çıkan ruhu canlandırmaktı.
Yirmi yıllık bir süreçten sonra ise yeni Twingo’nun iletişim kampanyası Renault’nun bu yeni şehir otomobilinin optimistik tarafıyla harmanlanmış benzer bir yaklaşım sergiliyor. Söz konusu model, yeni Twingo’nun 1993’teki selefini ölümsüzleştiren Fransız fotoğrafçı Dingo tarafından filme alınmadan önce bu seneki Sevgililer Günü’nde (14 Şubat) bir “strip-tweet” eşliğinde gözler önüne serildi. Sanatçı, Twingo’nun ruhuyla bağlantılı mizaha uygun biçimde beş büyük Avrupa kentini dolaşarak bir dizi orijinal, şehir manzaralı yeni Twingo fotoğrafları çekti.
Yeni Twingo Eylül ayında Kuntzel & Deygas’a emanet edildi; bu iki sanatçı Guerlain’in “Little Black Dress”ini hayata geçirerek sloganı “Go anywhere, Go everywhere!” olan modern ve cıvıl cıvıl bir kampanya yarattılar.
Yeni Twingo küçük Renault şehir arabaları hikâyesinin en son bölümü.

KÜÇÜK RENAULT’LARIN HİKÂYESİ
Renault’nun küçük otomobilleri ortaya çıktıkları devrin sosyolojik trendlerine hep uygun oldu ve bir dönem yollarının kesiştiği herkesin kalbinde özel bir yere sahip olmaya devam ediyor. Ortak DNA’ları ve Renault’nun otomobil vizyonu sayesinde bu markanın şehir otomobilleri her döneme eşsiz bir damga vurmuşlardır…

Yeni Twingo kullanmak ona âşık olmak demektir

Yeni Renault Twingo’nun medya yol testleri sırasında ifade edilen ilk izlenimlerden seçmeler:

1) Twingo ruhu geri döndü
“En yeni Twingo neşeli, eğlenceli ve internete bağlı. Günümüzle çok uyumlu ve orijinaline yeni bir soluk getiren küçük bir otomobil” (Auto Mag)
“Twingo oyuna geri döndü” (Daily Telegraph)
“Yeni Twingo ilk neslin çekiciliğine bariz bir geri dönüş” (Daily Express)
“Tasarımı ve mühendisliğindeki farklı yaklaşım inkâr edilemez faydalar sunuyor” (Top Gear)
“Yüksek IQ’lu sevimli bir şey” (Autovisie/Telegraaf)
“Twingo, yeni tasarımı ve yeni teknik inovasyonlarıyla kendini diğerlerinden ayırıyor” (Autozine)
“Renault tarihiyle bariz bir bağlantı” (Automedia).
“Renault ilk Twingo’yu 1992’de ortaya çıkardığındaki kadar şaşırdık” (Europe 1)

2) Şehirlerin birer eğlence yerine dönüştürülmesi
“Üçüncü nesil Twingo, karbon ayak izi ve kabin alanı arasındaki müthiş denge ve arkaya yerleştirilen motoru sayesinde mümkün olan sıra dışı manevra kabiliyeti ile segmentinde yeni standartlar belirleyecek. En dar yollarda park etmek ve araç kullanmak tekrar zevk haline dönüşecek” (LePoint.fr)
“Dikine paralel park etmekten bile keyif alacaksınız” (Daily Telegraph)
“Yeni Twingo’yu kullanmak hiçbir zaman sıkıcı olamaz” (Femme Frontale & Daily Cappuccino blog)
“Yüksek eğlence ve flört faktörü” (Femme Frontale & Daily Cappuccino blog
“Sihirli denecek kadar küçük dönüş çapı (bu versiyonda da 8.59m) şehirlerdeki daracık yollar için çok ideal. Bu Twingo şehir içinde müthiş!” (L’Automobile-magazine.fr)
“Renault, iOS veya Android ekranınızı pahalı bir ekranda yeniden oluşturan son derece pahalı olan Mirror Link sistemi yerine akıllı telefon yuvası ve pratik şarj sistemini Zen ekipman düzeyinden itibaren sunuyor” (LePoint.fr)

3) Akıllı şehir otomobili
“Twingo sadece şirin değil (…) son derece karakterli ve çevik (…) Dönüş çapı inanılmaz. (…) U-dönüşleri artık çok basit ve manevra yapmak tam bir çocuk oyuncağı” (RTL)
“Dönüş çapı muhteşem. Twingo adeta kendi ekseni etrafında dönüyor” (L’Argus)
“U-dönüşleri artık çok basit ve manevra yapmak tam bir çocuk oyuncağı. Sıra dışı dönüş çapı inanılmaz” (Caradisiac.com)
“Park yerlerine girip çıkmak artık çok basit” (Top Gear)
“Yüksek oturma pozisyonu hem manevralarda hem de park etmede çok işe yarıyor. 8.59m’lik dönüş çapı ise sınıfında tek” (Auto Express)
“Sıra dışı dönüş çapı şehirler için çok uygun” (Autocar)
“Sürüşü her açıdan çok iyi” (Autovisie/Telegraaf)

4) Küçük… güçlü ve güvenli
“Konu kullanım olunca bu Twingo, motorunun arka olması sebebiyle oluşabilecek endişeleri hemen gideriyor. Otomobilin yüksekliğine rağmen gövde yuvarlanması daha önceki modellere oranla daha sert olan süspansiyonlar sebebiyle kontrol altında tutuluyor” (LePoint.fr)
“Twingo’nun kusursuz dinamikleri onu segmentin en tepesine yerleştirdi. Renault’nun küçük otomobili yeni standartlar getiriyor ve yolcularını dikkat çeken süspansiyonuyla adeta şımartıyor” (Challenges.fr)
“Otomobilin genel dengesi segment için örnek oluşturabilecek nitelikte. Süspansiyonu selefine oranla sert olmasına rağmen gövde yuvarlanması kontrol altında. Araç sessiz, konforlu ve rahat” (Auto Mag)
“Yeni Twingo normalde daha büyük bir otomobilde görülebilecek lükse ve güvenlik unsurlarına sahip.” (Autozine)
“70bg’lik üç silindirli motor çok iyi tepki veriyor ve düşük motor devirlerinde bile ileriye doğru iyi fırlıyor” (L’Argus)
“Üç silindirli 90bg’lik motor teklifi tamamlıyor. Araçtaki Eco-mod şehir içi kullanımda ekstra performans sağlıyor” (Le Point.fr)
“TCe 90, motoru arkada olan arka tekerleklerden tahrikli bu çevik otomobile en uygun motor. ” (La Voix du Nord)
“Turbosu ve düşük ağırlığı sayesinde Twingo en iyi performansa sahip şehir otomobili” (Top Gear)


Paris Otomobil Fuarı’nda elektrik motorlu Renault modelleri

ELEKTRİK MOTORLU OTOMOBİLLER PARIS OTOMOBİL FUARINDA HİZMET VERİYOR
• Renault’nun Z.E. serisinin amiral gemisi ZOE 2014 Paris Otomobil Fuarı’nda sergilenecek.
• Fuarın basın günlerinde bir düzine ZOE ile katılımcı medyaya farklı salonlar arasında shuttle hizmeti verilecek.
• Basın ve halka açık günlerde altı ZOE, Kangoo Z.E. ve iki Twizy ile Energies Salonu’ndaki pistte (Hall 2.1) ücretsiz test sürüşleri yapılabilecek. Renault’nun elektrik motorlu araçları yaklaşık 3.000 ziyaretçi tarafından test edilecek.

ELEKTRİK MOTORLU ARAÇLAR PARİS ÇEVRESİNDE HAYATI KOLAYLAŞTIRIYOR
• Şehir sokakları Renault’nun elektrikli araçlarının kendilerini buldukları yerlerdir. Paris’te şehir içi mobilite kavramı son birkaç senede oldukça değişti. Buradaki hedef şehirleri daha yaşanır hale getirmek. Paris’in içeride kalan ring yolunda otobüs yolları ve tramvay hattı devreye girdi. Ayrıca Autolib’ EA otomobil paylaşım hizmeti de Paris çevresinde 500’den fazla şarj istasyonu ile hizmete sokuldu. Müşteriler burada ZOE, Kangoo Z.E. ve Twizy’lerini park edip şarj edebiliyorlar.
• Elektrik motorlu otomobiller Paris sokaklarında ücretsiz park etme avantajına sahip tek araçlardır. Paris’te yaşayanlar EA izni için başvuruda bulunabilir ve 24 saat ücretsiz park hakkına kavuşabilirler. Ziyaretçiler aynı zamanda iki saat ücretsiz park edebilmek için EA permisi kullanabilirler.
• Elektrik motorlu otomobiller diğer otoparklarda da şarj edilebilir. Paris’te ve diğer Fransız şehirlerinde 2014 sonuna kadar Vinci tarafından işletilen otoparkların yarısına şarj istasyonları kurulacağı tahmin ediliyor.
• Bu son baharda, Vinci otoparklarına ve Autolib’e ilaveten Paris şehrinin yöneticileri standart ve hızlı şarj için ekstra 60 tane şarj istasyonu kuracak (her arrondissement’a üç tane düşecek şekilde). Şu anda Paris’te 3.000’den fazla şarj noktası bulunuyor.

TWIZY VE ZOE DE OTOMOBİL PAYLAŞIMINDA YER ALACAK
Renault ve Bolloré grupları güçlerini birleştirerek şehirlerdeki trafik sıkışıklığını ve hava kirliliğini ortadan kaldıracak. İki firmanın ortaklığı ile bir ortak girişim oluşturulacak ve bu yolla Avrupa’da tamamen elektrikli otomobil paylaşım sistemi pazarlanacak. Renault Twizy’ler ve ZOE’ler filolara kademeli olarak eklenecek. Ve tabii ki Twizy Fransa’nın Lyons ve Bordeaux şehirlerinde 2014’ün ikinci yarısından itibaren sunulacak.

ŞARJ AĞI FRANSA’DA VE AVRUPA’DA YAYGINLAŞIYOR
• Autolib’ otomobil paylaşım sistemi aynı zamanda Paris Büyük Şehir Bölgesinde de yaygınlaşıyor ve 54 şehirde 4.200 şarj istasyonuna ulaşmış halde. Başka istasyonlar da (22kW ile 1 saatte yüzde 80 şarj; 43kW ile 30 dakikada yüzde 80 şarj) Paris bölgesinde ve diğer bölgelerde mevcut. Bunlar bazı E.Leclerc, Auchan, Cora ve Carrefour süpermarketleri ve IKEA mağazalarının otoparklarında yer alıyor. Bütün Renault şebekesi de ilave 875 şarj istasyonu sunuyor (22kW). Buralarda ZOE’ler (%100 elektrikli) 1 saatte şarj edilebiliyor.
• Fransa’da şimdiden 8.330’dan fazla şarj noktası var (43kW’lik 130 hızlı şarj noktası; 22 kW’lik 1.100 hızlı şarj noktası ve 3 ila 7 kW’lik 7.100 standart cşarj noktası). Bu rakam yerel politikaların uygulanmasıyla daha da artacak. Buna bir örnek Batı Fransa’daki Vendée bölgesidir: orada 2016’ya kadar 191 kasabada 350 hızlı veya standart şarj istasyonu kurulacak. 2014 sonuna kadar halka açık 13.000’den fazla şarj noktasının hizmete girmesi bekleniyor.
• EA alt yapısı da Avrupa’nın geri kalanında yaygınlaşıyor. 2013 sonunda halka açık 40.000 şarj noktası bulunuyordu; bu, 2012’e oranla yüzde 40 artış anlamına geliyor.
• Şarj istasyonu şebekeleri şehirlerde de artıyor. Özellikle de kişi başına en fazla şarj istasyonunun düştüğü Amsterdam’da. Daha fazla hızlı şarj istasyonu Avrupa’nın şehirlerini ve kasabalarını birleştiren yollara kuruluyor. Bunlarla ZOE’nin pili 30 dakikada yüzde 80 oranında şarj edilebiliyor. Cardiff-Londra ve Londra-Manchester otoyol koridorlarında 100 tane şarj noktası var. Fransa’da elektrik firması EDF bazı otoyollara 200 hızlı şarj istasyonu kurmayı planlıyor. Avrupa çapında 600 tane hızlı şarj istasyonu mevcut.
• Şebeke genişliyor ve EA’lar aktif teşvik sistemi sayesinde Norveç’te de yaygınlaşıyor. EA’lar toplam özel otomobil pazarının yüzde 20’sine denk gelmiş durumda.

Renault, elektrik motorlu araç teknolojisini daha da ileriye taşımak için Formula E’de

Renault aynı zamanda Alain Prost ve Jean-Paul Driot tarafından kurulan ve FIA Formula-e şampiyonasında yarışan e.dams takımının unvan ortağı durumunda. Prost aynı zamanda Marka’nın elçisi ve dört kez F1 dünya şampiyonluğunu elde etmiş bir isimdir. İki sürücü ise Nicolas Prost ve Sébastien Buemi. Her ikisi de FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonasının ve F1 padoklarının tanınmış simalarından.
Fransız takımı ile işbirliği sayesinde Renault’nun şampiyonadaki varlığı artacak ve firmanın çeşitli tanıtım fırsatlardan istifade etmesinin önü açılacak. Renault’nun ismi otomobilin çeşitli yerlerinde, sürücülerin kask ve giysilerinde yer alacak. Şampiyonanın başlangıç sezonunda bir dizi pr ve pazarlama stratejisi de uygulamaya konacak.

Kurulduğu ilk günlerden beri motor sporlarında ve elektrikli araç alanında öncü olan Renault 13 Eylül’de Çin’in başkenti Beijing’de başlayan 2014/15 Formula E şampiyonasının aynı zamanda teknik ortağı. Yeni şampiyonanın başlangıç sezonunda mücadele eden her araç Spark-Renault SRT-01E. Renault Sport mühendislerinin motor sporları ve elektrikli araç (Twizy, Twizy Renault Sport F1) alanındaki deneyimi en üst düzeyde. Mühendisler pil entegrasyonundan, araçların güvenlirliğinden ve emniyetinden sorumlu.

Renault’nun bu fütüristik katgoride kilit noktada yer alması şirketin motor sporlarını teknoloji geliştirime fırsatı olarak görmesinden kaynaklanıyor. Renault, Formula 1’e paralel olarak, Formula E’yi elektrik motorlarını ve pilleri hem performans hem de menzil açısından ilerletme alanı olarak ele alıyor.

Renault Sport Technologies Genel Müdürü Patrice Ratti bu konuya şöyle vurgu yapıyor: “e.dams-Renault ile yapılan söz konusu ortaklık sayesinde Renault Sport, Formula E Şampiyonası’na daha fazla oranda katılım sağlayacak. Yarışlar eşsiz olacak ve motor sporları yeni bir çağa taşınacak. Renault, böylesine yeni bir olayda rol oynadığı için son derece gururlu. Alain’i ve Jean-Paul’ü çok iyi tanıyoruz; sahip oldukları uzmanlık onları yüksek kaliteli ortak haline getiriyor. e.dams-Renault’ya dahil olmamız gerçekleştirdiğimiz katılımda kilit rol oynayacak ve Formula E’yi geliştirme çabalarımıza destek sağlayacak. Bizler aynı zamanda yarışların ilk yılında takımların kullanacağı Spark-Renault otomobiller konusunda Spark ile yapılan işbirliğinden de memnunuz. Ve görünen o ki, katılım sağlayan bütün takımlara olası en iyi teknik servisi sunmak için Spark’a yardımcı olmaya devam edeceğiz.”

Bu bağlamda, Formula E motor sporları tutkunlarına yepyeni bir yarış formatı ve çığır açıcı teknolojileri dünyanın en büyük şehirlerinde sunacak olan yepyeni bir yarış tipidir.

2014/2015 FIA FORMULA E ŞAMPİYONA TAKVİMİ:

2014 2015
13 Eylül: Beijing, Çin 10 Ocak: Buenos Aires, Arjantin
18 Ekim: Putrajaya, Malezya 14 Şubat: duyurulacak

13 Aralık: Punta del Este, Uruguay 14 Mart: Miami, ABD
4 Nisan: Los Angeles, ABD
9 Mayıs: Monaco
30 Mayıs: Berlin, Almanya
27 Haziran: Londra, İngiltere.

Paris Otomobil Fuarı 2014: Fiat 500X teknik özellikler, Türkiye satış fiyatı, yakıt tüketimi

Fiat’ın yeni modeli 500X
Paris Otomobil Fuarı’nda kendini gösterdi!

Fiat 500 Ailesi’nin son üyesi 500X, Paris Otomobil Fuarı’nda ilk kez otomotiv tutkunlarıyla buluştu. Ailenin kompakt SUV özelliklerini taşıyan yeni üyesi 500X, hem şehirli hem de doğaya meraklı otomobil tutkunlarının zevk ve ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlandı.

Türkiye’de Tofaş çatısı altında temsil edilen Fiat, ikonik 500 Ailesi’nin en son üyesi kompakt SUV modeli 500X’in dünya lansmanını Paris Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirdi. 500, 500C, 500L ve 500L Living’den oluşan Fiat 500 Ailesi’ni tamamlayan bu yeni model, 500X ve 500X Cross olmak üzere iki farklı karakter ile otomobil severlerin karşısına çıkıyor. Fiat’ın İtalya Melfi’deki fabrikasında üretilen 500X, ABD dâhil dünya çapında 100 ülkede satışa sunulacak. Fiat, farklı müşteri gruplarının ihtiyaç ve zevklerini gözeterek hayata geçirdiği 500X ile hem genç, dinamik ve şehirli otomobil tutkunlarını hem de zorlu yol koşullarında macera ve eğlence peşinde koşan otomobil severleri hedefliyor.

Fiat’ın tasarım merkezi Centro Stile tarafından tasarlanan yeni 500X; kompakt boyutları, üst düzey kalitesi, sınıfında ilk olan donanım özellikleri ve sahip olduğu 500 DNA’sı sayesinde; güvenlik, dayanıklılık ve konforu özgün bir tarz ile harmanlıyor.

Paris Otomobil Fuarı’nda dünya lansmanı gerçekleştirilen 500X modeliyle ilgili konuşan Fiat İş Birimi Direktörü Okan Baş, “Fiat, dünyada otomotiv ikonu haline gelmiş efsanevi 500 modelini bir ürün ailesine dönüştürme stratejisi kapsamında, yeni modelleri pazara sunmaya devam ediyor. Bu yıl içinde önce 500L Living modelimizi, sonrasında ise ailenin merkezinde yer alan 500 modelinin yeni versiyonlarını ve 500L’nin özel seri Beats Edition™ versiyonunu ürün gamına katmıştık. Şimdi de küçük SUV segmentinde yer alan 500X modelimiz bu aileye ekleniyor. 2015 yılının ilk çeyreğinde Türkiye yollarında boy göstermeye başlayacak bu model ile Fiat 500 Ailesi’nin hitap ettiği müşteri kitlesi daha da genişleyecek.”

Zengin motor seçenekleri ve eco:Drive™ Live teknolojisiyle 500X
Fiat 500X modeli, çevre duyarlılığından vazgeçmeden kullanıcılarına üst düzey performans sunmak için maksimum verim sağlayan dizel ve benzinli motorlar ile donatıldı. İlk etapta 2.0 MultiJet II 140 HP ve 1.6 MultiJet II 120 HP dizel ve 1.4 MultiAir 140 HP benzinli motorlar ile pazarda yerini alacak olan Fiat 500X, daha sonra 1.3 MultiJet 95 HP dizel ve 1.6 E-TorQ 110 HP ve 1.4 MultiAir 170 HP benzinli motorların da alternatifler arasına katılmasıyla sınıfının en zengin motor gamına sahip modeli olacak.

Şanzıman seçenekleriyle de dikkat çeken Fiat 500X, ZF tarafından geliştirilen 9 ileri tam otomatik vites seçeneğini sunan ilk Fiat modeli olacak. Kendi segmentinde bir ilk olacak bu şanzımana ek olarak, 6 kademeli çift kavramalı otomatik vites “DCT” seçeneği de Fiat 500X’in sunduğu alternatifleri arasında yer alacak.

Standart gövde tipinde 4×2, Cross gövde tipinde ise 4×4 veya 4×2 Traction+ çekiş sistemlerine sahip olan Fiat 500X, ayrıca yakıt maliyetinde %16’ya kadar tasarruf sağlayan ve karbondioksit emisyonunu azaltan eco:Drive™ ve interaktif kullanıcı kılavuzuyla bakım ve acil durumlarda yardımcı olan my:Car™ hizmetini de kullanıcılarına sunuyor.

“Sürüş Modu Seçimi” ve Traction+ Sistemi
Yeni 500X; motor, fren, direksiyon ve vites/şanzıman ayarlarına müdahele edebilen “Sürüş Modu Seçici” özelliği ile 3 farklı sürüş modunu kullanıcısının tercihine sunuyor. Standart versiyonda Auto (optimum yakıt tüketimi ve konfor için), Sport (maksimum performans için) ya da All Weather (zorlu yol ve hava koşullarında maksimum güvenlik için) modları ile her türlü sürüş şartına uyum sağlayan aracın Cross versiyonunda ise “All Weather” modunun yerini “Traction” modu alıyor ve bu mod sayesinde kullanıcının off-road deneyimi yaşaması sağlanıyor.

Yol Tutuş ve Güvenlik Sistemleri
Fiat 500X, sahip olduğu MacPharson tam bağımsız arka süspansiyon sayesinde; yol tutuşu ve konfor arasındaki ideal dengeyi kullanıcılarına sağlıyor. Ayrıca otomobil; sunduğu aktif ve pasif güvenlik sistemleri ve sahip olduğu üst düzey teknoloji ile tasarlanmış ve üretilmiş gövdesi ile kullanıcısı ve yolcuları için benzersiz bir güvenlik ortamı yaratıyor. ESP, 6 hava yastığı, yokuş kalkış desteği, viraj içini aydınlatan sis farları gibi özelliklere ek olarak, isteğe bağlı olarak tercih edilebilen adaptif hız sabitleme sistemi, çarpışma önleme sistemi, şerit takip sistemi ve kör nokta uyarı sistemi gibi üst düzey teknolojiler ile kendi sınıfında fark yaratıyor.

Bilgi ve eğlence sistemlerinde gelişmiş donanım özellikleri
Bilgi-eğlence donanımları açısından da zengin olan Fiat 500X’in, 5 inç veya 6.5 inç olarak tercih edilebilecek dokunmatik U-Connect ™ sisteminde Bluetooth bağlantısı, Aux-in, USB ve SD portları ile sesli komut özellikleri standart olarak yer alıyor. 5 inçlik U-ConnectTM sisteminde TomTom 2.5D navigasyon özelliği de tercih edilebilirken, 6,5 inçlik versiyonunda 3D haritalar, yol rehberliği ve sesli komutla adres girme özellikleri standart olarak bulunuyor. U-Connect sistemi, sürücülerin gözünü yoldan ayırmadan veya ellerini direksiyondan kaldırmadan direksiyon simidi üzerinde bulunan düğmelerle kontrol edilmesi sayesinde sürüş güvenliği de sağlıyor.

Yeni Uconnect ™ Live sistemi ise akıllı telefonlarla eşleşerek, kullanıcıların araç sistemindeki birçok uygulamaya ve internete erişmesini sağlıyor. Kullanıcılar böylece Facebook ve Twitter’daki arkadaşlarıyla iletişimde kalabiliyor, Deezer veya bünyesinde 100.000 radyo istasyonu bulunan TuneIn ile milyonlarca parçayı dinleyebiliyor, Reuters’dan gelen güncel haberleri gerçek zamanlı olarak anında öğrenebiliyor veya TomTom Live servisleri sayesinde trafik, hız kamerası ve hava durumu konusunda bilgi edinebiliyor.

Fiat standında yeni 500X modelinin yanı sıra, ikonik 500 modelinin de özel versiyonları olan, 500 Ron Arad Edition, 500 Comics, 500 Camouflage ve 500 Jeans de basın mensupları ve otomobil severler ile paylaşıldı.

Fiat 500X’in satış fiyatının 500L modeli ile aynı seviyelerde olması bekleniyor.

Paris Otomobil Fuarı 2014: 2015 Yeni Mazda MX-5 tüm detaylar, Türkiye satış fiyatı, teknik özellikler

Yepyeni Mazda MX-5 Paris Motor Show’da görücüye çıktı

• Daha hafif, daha alçak ve daha canlı tasarlanan roadster’de SKYACTIV Teknolojisi ve KODO tasarımı yer alıyor
• Yeni nesil otomobil, MX-5’in zengin geleneğini ve yenilikleri başarılı bir şekilde dengeliyor

İstanbul, 2 Ekim 2014. Alışılmışa meydan okuyan otomobil üreticisi Mazda’nın en yeni modelinin lansmanı, yepyeni Mazda MX-5’in Paris Motor Show’da görücüye çıkmasıyla devam ediyor. Orijinal MX-5’in 1989 yılında Chicago Auto Show’da görücüye çıkmasından 25 yıl sonra gelen Mazda’nın küçük efsanesinin dördüncü nesli, firmanın araç satışı ve karlılık anlamında devam eden ekonomik büyüme açıklamasıyla eş zamanlı tanıtılıyor.
Geçtiğimiz ay, Mazda’nın Barselona’daki yeni etkinlik merkezi “Mazda Space”te görücüye çıkan yepyeni MX-5, mevcut modelden 100 kg daha hafif. Paris’te otomobil severlerin beğenisine sunulan modelde, roadster’ın klasik ön ortaya konumlanmış SKYACTIV-G 1.5 motor ve altı vitesli SKYACTIV-MT düz şanzıman ile neredeyse mükemmel 50:50 ön-arka ağırlık dağılımı ve arkadan itişli yerleşimiyle SKYACTIV Teknolojisi bulunuyor.
Modelin tasarımcıları, otomobilin dış tasarımı için nefes kesen sportif KODO – Hareketin Ruhu tasarımını benimseyerek daha alçak ağırlık merkezi, daha uzun motor kapağı ile canlılık ve hareketi ifade eden karakteristik hatları vurgulamıştır. Yeni modelde, yıllar boyunca MX-5’lerde doğuştan var olan bir özellik olan küçük ama oldukça rahat iç tasarım kullanılmıştır. Bunların yanı sıra Mazda, i-ACTIVSENSE aktif güvenlik teknolojisi ve firmanın araç içi bağlanabilirlik konsepti olan MZD Connect gibi son teknoloji özellikleri de araca eklemiştir.
Geçtiğimiz 25 yıl boyunca 950 binin üzerinde MX-5 üretilmiş ve bu rakam otomobili tüm zamanların en çok satan roadsterı yapmıştır. Yepyeni MX-5 Paris Expo’da 3. Salon 219. stantta görülebilir. Etkinlik 19 Ekim’e kadar devam edecek.

Yeni 2014 Ford S-Max , Yeni 2014 Ford Mustang ve Ford Edge Paris’te görücüye çıkıyor

Dinamizmi ön planda tutan iç mekanı ile S-MAX

Tamamen yeni, ikinci nesli ile Paris Otomobil Fuarı’nın yıldızlarından biri olan S-MAX, bir aile otomobili için dinamizm ve konforu bir arada sunan sportif bir aktivite aracı. Yansımayı önleme özellikli uzun farlara sahip “Ford Dinamik LED Farlar”ın ilk kez sunulacağı Ford modeli olan S-MAX, sınıfında Çarpışma Önleme Sistemi’ni ilk olarak sunan model konumunda. Stil sahibi ve akıcı hatlarla şekillendirilen Yeni S-MAX’ın dinamizmi ön planda tutan iç mekanında 5 veya 7 kişilik oturma seçenekleri tercih edilebilirken, ikinci ve üçüncü sıradaki koltuklar tamamen zemine katlanabilmeleri ile de sınıfında benzersiz bir ergonomi sunuyor. 32 farklı kombinasyonda katlanabilen koltuklara sahip iç mekanda Ford’un Aktif Masaj fonksiyonuna sahip ve segmentinde ilk kez sunulan ısıtmalı ve soğutmalı Ford “Multi-Contour” Koltukla mevcut. Yeni S-MAX, 1.5 litre 160 PS EcoBoost benzinli, 2.0 litre 240 PS EcoBoost benzinli ve 2.0 litre TDCI 180 PS turbo dizel motorlarla sunulacak.

C-MAX ve Grand C-MAX: Akıllı bagaj kapağı ile daha akıllı ve daha konforlu

Yeni C-MAX ve Grand C-MAX, Ford’un yeni cesur tasarım diline uygun trapezoid ızgarası ve LED’li gündüz farlarını da kapsayan aydınlatma grubu ile dikkat çeken yeni yüzüyle Paris’te dünya lansmanını gerçekleştiriyor. Ailelerin daha konforlu yolculuklar gerçekleştirmesi için akıllı çözümler sunan C-MAX modelleri, akıllı bagaj kapağı ile donatılarak sınıfında bir ilki gerçekleştiriyor. Yeni C-MAX ve Grand C-MAX’te ayrıca paralel park yanında dikey olarak park etmeye de imkan tanıyan Gelişmiş Otomatik Park Sistemi ve 50 km/s’ye kadar hızda çalışan geliştirilmiş Aktif Şehir İçi Güvenlik Sistemi sunuluyor. C-MAX ve Grand C-MAX modelleri, versiyona göre, 1.0 litre EcoBoost (100 ve 125 PS), 1.5 litre EcoBoost (150 ve 182 PS), 99 g/km’lik 1.5 litre 95 PS TDCI, 1.5 TDCI 120 PS ve 2.0 litre TDCI seçenekleri ile sunulacak.

Bir ikonun Avrupa ile buluşması: Mustang

Ford, segmentlerinin belirleyici modellerinin Avrupa pazarına uygun yeni nesillerini de fuarda sergiliyor: Tamamen Yeni Edge ve Yeni Mustang’in Avrupa versiyonu ile Yeni Focus ST ve Focus ST Dizel.

Ford’un ikon modeli Mustang, Avrupa pazarı ile ilk defa buluşuyor. Pürüzsüz, akışkan yepyeni tasarımı ile Mustang, köpekbalığı ağzını andıran trapezoid ızgarası sayesinde saldırgan bir görünüm sunarken, 3 boyutlu stop lambaları ile de arkada güçlü bir ifadeye sahip. Ön ve arka tasarımında Avrupa pazarına özel değişiklikler yapılan Yeni Mustang’de bu pazara uygun yeni stop lambaları, yan aynalar, tamamen yeni ön ve arka süspansiyonlara sahip Performans Paketi kullanılıyor. Yeni Mustang Avrupa pazarına 5.0 litre, 418 PS ve 524 Nm’lik V8 ile 2.3 litre EcoBoost 314 PS ve 434 Nm seçenekleri ile sunulacak.

Avrupa SUV ailesinin yeni Amiral Gemisi: Edge

Sofistike tasarımı, ilerici teknolojileri ve dinamik sürüş karakteri sayesinde sınıfında benzersiz bir deneyimi sürücülere yaşatmaya hazırlanan Yeni Edge kesinlikle Ford’un Avrupa’daki SUV ailesinin yeni Amiral Gemisi konumuna gelecek. Adaptif Direksiyon Sistemi ve Aktif Ses Kontrolü gibi yenilikçi teknolojileri Avrupa’da ilk olarak kullanıcılarına sunacak olan Edge’in motor seçenekleri de Paris’te ilk defa açıklanıyor: 180 PS manuel ve 210 PS otomatik şanzımanlı çift turboya sahip 2.0 TDCI dizel motor.

Paris Otomobil Fuarı’nın 1 numaralı holünde yer alan Ford standında, Ford Motor Company Başkanı Mark Fields ve Ford Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Stephen Odell’in sunumlarıyla düzenlenecek olan basın toplantısı 2 Ekim 2014 Perşembe günü saat 11:45’te gerçekleşecek.

MINI 2014 yenilikleri Paris Motor Show’da!

MINI model ailesi, son neslinde yine farklı modelleriyle hayranlarının karşısına çıkıyor. 2014 Paris Uluslararası Otomobil Fuarı, Yeni MINI 5 kapı modelinin dünya prömiyerine sahne oluyor. Yeni MINI’nin ikinci gövde tipi, yolcular ve bagaj için geniş bir alanın yanı sıra ilave iki kapısıyla, markanın küçük otomobil segmentinde kendine özgü sürüş keyfini ve tarzını yansıtan premium özellikleri bir araya getiriyor. Tüm bu özelliklerle MINI, 55 yıllık tarihinde bu araç kategorisinde ilk kez 5 kapılı bir modelle temsil ediliyor.
Bu modelle birlikte MINI ailesi sekiz üyeye ulaşıyor. Özel donanım, aksesuarlar ve MINI Connected Hizmetleri gibi seçenekler, MINI’ye özgü sürüş keyfini eskisinden daha kapsamlı bir biçimde kişisel tercihlere göre şekillendirme olanağı sağlıyor.
MINI, 2014 Paris Otomobil Fuarı’nda ziyaretçilerine görkemli bir konsept çalışmasını görme fırsatı da sunuyor. MINI SuperleggeraTM Vision, İngiliz stilini İtalyan ruhu, sade tasarım, hafif yapı ve tamamen elektrikli sürüşle birleştirerek; geleneksel, roadster konseptini gerçeğe taşıyor.
Paris’te dünya prömiyerini yapan Yeni MINI 5 kapı
2014 Paris Otomobil Fuarı’nda dünya prömiyeri gerçekleşen MINI 5 kapı, çok yönlü nitelikleriyle bağımsız bir karakter; ancak yine de gerçek bir MINI. İlave iki kapı, üç koltuklu arka bölüme geçişi kolaylaştırıyor. MINI 5 kapı 72 milimetre uzatılan aks aralığı sayesinde yolcular için geniş bir alan sunarken, bagaj bölümü de şimdi 278 litrelik hacmiyle 3 kapılı modelden yaklaşık yüzde 30 daha geniş. Ayrıca, 60:40 oranında katlanabilen arka koltuklar bagaj bölümünün hacminin 941 litreye kadar yükseltilebilmesini sağlıyor.
Yeni MINI 5 kapı modelinin tanıtımı sırasında üç ve dört silindirli ve MINI TwinPower Turbo Teknolojisine sahip yeni nesil altı adet motor seçeneği sunuluyor. Bu motorlar 95 bg/70 kW ile 192 bg/141 kW arasında bir güç aralığını kapsarken (ortalama yakıt tüketimi: 3,5 lt/100km (MINI One D), 5,9 lt/100 km (MINI Cooper S) – ortalama CO2 emisyonu: 92 g/km (MINI One D) – 136 g/km (MINI Cooper S)). Her modele uyumlu en yeni süspansiyon teknolojisiyle eğlenceli sürüş olanağı da sağlıyor. Yeni MINI neslinin diğer karakteristik özellikleri aynı zamanda optimize edilmiş göstergeler ve kullanım konseptini içerirken, geniş bir sürücü yardım sistemi seçeneklerini de kapsıyor.

İngiliz stilini İtalyan ruhuyla birleştiren MINI SuperleggeraTM Vision.
MINI ile İtalyan tasarımcı ve uzman gövde üreticisi Touring Superleggera arasındaki işbirliği, tasarımı ve konsepti tamamen eğlenceli sürüş ve estetik görünüm gibi temel özelliklere odaklanan kompakt bir roadster yaratılmasıyla sonuçlandı. Özenle elde üretilen MINI SuperleggeraTM Vision, iki kişilik klasik bir üstü açık otomobilin modern yorumunu sunuyor. Minimalist olduğu kadar heyecan verici tasarımı, İngiliz stiliyle İtalyan ruhunu bir araya getiriyor.
Roadster otomobilin MINI’ye özgü oranları, Touring Superleggera ile özdeşleşen çizgiler ve yüzey işlemlerinin süzgecinden geçtikten sonra büyüleyici bir hava kazanıyor. Gövde üretiminde uygulanan geleneksel hafif yapı ve kullanılan elektrikli motor, çığır açan verimliliğin yanı sıra heyecan verici bir çeviklik sunan eğlenceli sürüşe katkıda bulunuyor. MINI SuperleggeraTM Vision’ın iç tasarımının sadeliği, geniş alanlar ve büyük oranda orijinal halleriyle korunan yüksek kaliteli malzeme sayesinde modası asla geçmeyecek bir estetik sunuyor.

Paris Otomobil Fuarı 2014: BMW 2 Serisi Cabrio

• BMW 2 Serisi Cabrio dünya prömiyeri.
• Yeni BMW X6 dünya prömiyeri.
• BMW 2 Serisi Active Tourer Fransa prömiyeri.
• BMW 5 Serisi için geliştirilen yeni nesil motorlar
• BMW Concept X5 eDrive; yenilikçi hibrid teknolojisi ve akıllı dört çeker
• BMW 7 Serisi Individual Final Edition.
• BMW i8 Fransa prömiyeri.
• BMW ConnectedDrive yenilikleri
2014 Paris Otomobil Fuarı, BMW 2 Serisi Cabrio, yeni BMW X6 olmak üzere iki yeni modelin dünya prömiyerine ev sahipliği yapıyor.

Fuar’da aynı zamanda BMW 5 Serisi için üretilen yeni dört silindirli dizel motorlar, BMW 7 Serisi lüks Sedan otomobilin özel olarak tasarlanan bir versiyonu ve BMW ConnectedDrive yenilikleri de sergilenecek. Paris bununla birlikte BMW 2 Serisi Active Tourer modelinin ve doğuştan elektrikli BMW i8 plug-in hibrid spor otomobilinin Fransa prömiyerlerine ev sahipliği yapacak.

BMW 2 Serisi Cabrio’nun dünya prömiyeri.

Dünya prömiyeri 2014 Paris Otomobil Fuarı’nda yapılan, BMW 2 Serisi Cabrio’nun öne çıkan özellikleri arasında sportif, şık çizgiler, cabrio sürüş deneyimi ve diğer premium kompakt segmentteki rakiplerini geride bırakmasını sağlayan dinamik özellikleri yer alıyor. Dört kişilik otomobil, BMW 1 Serisi Cabrio modelinin halefi ve bu sınıftaki en başarılı premium otomobilin güçlü özelliklerini daha da ileri taşıyor. Dikkat çeken, zarif tasarımı ve üstü açık durumdayken otomobilin “tekne güvertesi” görünümünü ön plana çıkaran düşük bel çizgisi, ayrıcalıklı bir görünümü üstü açık sürüş keyfiyle birleştiriyor.

Elektrikle çalıştırılan soft top akustik konforu optimize ediyor ve 50 km/sa hızla giderken 20 saniye içerisinde açılıp kapatılabiliyor. Gövde yapısının etkileyici burulma mukavemeti ve daha da geliştirilen yürüyen aksam teknolojisi çeviklikte fark edilebilir artış sağlarken, yeni motor serisi, geliştirilmiş spor becerileri olağanüstü verimlilik ile birleştiriyor.

BMW 2 Serisi Cabrio, BMW ConnectedDrive’da tasarlanmış yeni bir özellik ile navigasyon verilerinin yerleşik SIM kartı aracılığıyla “havadan” güncellenmesini sağlayan yeni nesil Professional navigasyon sistemi sunan tek model olarak ön plana çıkıyor.

Yeni BMW X6’nın dünya prömiyeri.
BMW X6 modelinin yeni versiyonu daha da belirgin atletik tasarım detayları, üstün performansı, lüks iç tasarımı ve yenilikçi donanım özellikleri ile hayalleri gerçeğe dönüştürüyor. Standart donanımları bir önceki modelin de ötesine geçerek, bi-xenon farlar, 19-inç hafif alaşım jantlar, otomatik bagaj açma özelliği, sekiz ileri Steptronic spor şanzıman, deri döşemeler, çift bölgeli klima ve BMW ConnectedDrive özelliği olan Sürüş Asistanı’nı içeriyor. Spor Aktivite Coupe modelinin ayrıcalıklı stiline aynı zamanda M Sport paket, Design Pure Extravagance opsiyonu ve BMW Individual tarafından sunulan modele özgü özellikler sayesinde daha da fazla derinlik verilebiliyor.

Yeni BMW X6 modeli, lansmandan itibaren BMW TwinPower Turbo teknolojisine sahip üç adet güçlü ve verimli motor ile sunulacak. Tüm modellerde standart olarak BMW xDrive akıllı dört çeker sistemi yer alıyor. X6 otomobillerinin dinamiklerini veya konforunu arttırmak isteyen müşteriler aynı zamanda isteğe bağlı Dynamic adaptif süspansiyon paketi, Comfort adaptif süspansiyon paketi veya Dinamik Amortisör Kontrolü, arka aks için hava süspansiyonu, Dinamik Performans Kontrolü ve Dinamik Sürüş aktif yana yatma dengeleyici özelliklerine sahip Professional süspansiyon paketini tercih edebilir.

BMW 2 Serisi Active Tourer Fransa prömiyeri.
BMW 2 Serisi Active Tourer premium kompakt sınıfa ferahlık, konfor, BMW dinamizmi ve şıklığını kazandırıyor. Fransa’da ilk kez tanıtılacak olan yeni model, kompakt boyutlara sahip (uzunluk: 4,342 milimetre, genişlik: 1,800 milimetre, yükseklik: 1,555 milimetre) fakat aynı zamanda yükseltilmiş oturma pozisyonu, değişken arka koltuk sırası ve geniş bir bagaj (468–1,510 litre) içeriyor.

Ferahlık ve işlevsellik açısından en yüksek standartları karşılamak üzere, BMW 2 Serisi Active Tourer en ileri teknolojiyle donatılmış önden çekiş sistemine sahip. Üç veya dört silindirli motorlar sürüş keyfi ve BMW otomobillere hak ettikleri ünü sağlayan verimlilik düzeyleri sunuyor.

BMW 5 Serisi için geliştirilen yeni nesil motorlar, segmentinde yeni verimlilik standartlarını belirliyor.

Yeni nesil dört silindirli dizel motorların tanıtımı ile, BMW 5 Serisi Sedan ve BMW 5 Serisi Touring modelleri kendi segmentlerindeki önderliklerini verimlilik açısından daha da ileri taşıyor. BMW TwinPower Turbo teknolojisine sahip yeni 2.0 litrelik motorlar hem yeni BMW 518d hem de yeni BMW 520d modellerinin güç çıkışını 5 kW daha artırıyor. Aynı zamanda, yakıt tüketimi ve CO2 emisyon düzeyi AB test döngüsünde 100 kilometrede 0,4 litre ve kilometre başına 10 gram oranında düşüyor. Örneğin, opsiyonel sekiz ileri Steptronic şanzıman ile donatılmış yeni BMW 520d Sedan modeli 100 kilometrede sadece 4,5 – 4,1 litre yakıt tüketim değerlerine sahip (CO2 emisyonu: 119–109 g/km; lastik formatına göre değişiklik gösterebilir).

BMW Concept X5 eDrive; yenilikçi hibrid teknolojisini akıllı dört çeker ile birleştiriyor.

BMW Concept X5 eDrive, Spor Aktivite Aracının yakıt tüketim değerlerini ve emisyon düzeylerini daha da azaltıyor. Otomobil xDrive akıllı dört çeker sistemi sayesinde geleneksel sürüş keyfini, lüks tasarım detayları ve plug-in hibrid sürüş konsepti ile birleştiriyor. Plug-in hibrid sürüş konsepti aynı zamanda sürücülere BMW’nin sportif becerilerini, 120 km/s hıza kadar tamamen elektrikle sürüş özelliğini ve AB test döngüsüne göre 100 kilometrede 3,8 litrenin altında ortalama yakıt tüketimi sunuyor. Bu şekilde Concept X5 eDrive, BMW EfficientDynamics geliştirme stratejisinin verimliliğini de örneklendiriyor. BMW Concept X5 eDrive sürüş sistemi BMW TwinPower Turbo teknolojisine sahip dört silindirli benzinli motor ve elektrik motoru içeriyor. Konsept otomobilin lityum-iyon bataryası hızlıca ve emniyetli bir şekilde evdeki herhangi bir elektrik prizi ile veya BMW i Wallbox ile şarj edilebiliyor.

BMW 7 Serisi Individual Final Edition, Fransız pazarına ayrıcalık kazandırıyor.

BMW Individual tarafından sunulan kaliteli seçenekler ile, Fransız pazarı için özel olarak tasarlanan BMW 7 Serisi Individual Final Edition lüks sedan segmentinde yepyeni bir ayrıcalık ölçütü oluşturuyor. Özel model tarafından sunulan ekstra özellikler BMW Individual renk seçenekleri ile uyumlu bir şekilde birleştirilmiş iç tasarım özelliklerini kapsıyor. BMW Individual ince taneli Merino deri döşeme ile kontrast renklerdeki fitiller, BMW Individual Alcantara tavan astarı ve parlak BMW Individual Piyano Siyahı iç kaplama seçenekleri otomobilin içerisinde olağanüstü şık bir iç tasarım ve lüks hissi sağlıyor.

Geleceğin spor otomobili ve lazer farlar ile üretilen ilk seri üretim modeli BMW i8’in Fransa prömiyeri.

Bir dizi öncü teknolojik özellikler BMW i8 modelinde bir araya gelerek, otomobile “geleceğin spor otomobili” niteliği kazandırıyor. i8’in çığır açan tasarımı karbon fiber takviyeli plastik (CFRP) ve alüminyum yürüyen aksam, yüksek gerilimli batarya, süspansiyon bileşenleri ve darbe ve yapıya yönelik işlevleri bir araya getiren BMW i için geliştirilmiş LifeDrive araç mimarisine dayanıyor. BMW Group’un ilk plug-in hibrid modeline güç veren sürüş sistemi, BMW TwinPower Turbo teknolojisini BMW eDrive teknolojisi ile birleştirerek güçlü spor otomobillere özgü performans özelliklerini yakıt tasarrufu ve küçük otomobillerin emisyon düzeyleriyle birleştiriyor.

i8 paketi aynı zamanda BMW ConnectedDrive tarafından BMW i modelleri için özel olarak geliştirilen mobilite hizmetleri ve yenilikçi 360° ELEKTRİKLİ hizmetlerini içeriyor. Bunlara ek olarak, BMW i8 modeli lazer far seçeneği ile birlikte sipariş edilebilen dünyanın ilk seri üretim otomobili.

BMW ConnectedDrive yenilikleri arasında havadan navigasyon veri güncellemesi, LTE teknolojisi ve BMW i8 ile akıllı saatler arasında veri alışverişi sağlayan BMW i Remote uygulaması yer alıyor.

BMW ConnectedDrive serisi şimdi yeni fonksiyonlar ve teknolojiler içerecek şekilde geliştirildi ve akıllı bağlantı özelliğini çok daha kolay hale getiriyor. Örneğin, son nesil Professional Navigasyon sistemi artık havadan harita verilerinin güncellenmesine izin veriyor. Haritalar cep telefonu bağlantısı ile, kullanıcının herhangi ücret ödemesine gerek kalmadan, otomobile yerleştirilen SIM kart sayesinde güncelleniyor. Bu ve diğer BMW ConnectedDrive fonksiyonları için çok hızlı ve güvenilir veri transferini sağlamak üzere, BMW modellerine yerleştirilmiş olan SIM kartı gelecekte LTE (Uzun Dönemli Evrim) yüksek hızlı veri akışı standardını da karşılayacak.

BMW i Remote uygulaması özel olarak sürücüler ve elektrik ile çalıştırılan otomobilleri arasında kolay veri alışverişini sağlamak üzere geliştirilmiş. Uygulama herhangi bir akıllı telefon veya akıllı saat ile özel ara yüzler yardımıyla kullanılabiliyor. 2014 Paris Otomobil Fuarı’nda BMW i8 plug-in hibrid spor otomobil ile Samsung GALAXY Gear akıllı saat arasında veri transferi sağlamak için tasarlanan BMW i Remote uygulama bağlantısının da tanıtımı gerçekleştirilecek. Bu özellik BMW i8 sürücülerinin, otomobillerinin durumuna yönelik tüm önemli bilgilere saatlerinden erişmelerini, navigasyon verileri ve adresleri dahil bilgilerin aktarılmasını ve otomobilin iç sıcaklığını düzenleme özelliğinin uzaktan aktif hale getirilmesini sağlayacak.

Meiller yeni damper ve römorklarını tanıttı

Meiller, IAA Ticari Araçlar Fuarında, yenilediği ürün gamını gözler önüne serdi. Ziyaretçiler Meiller standında 3,5 tonluk küçük modellerden ağır iş uygulamalarına yönelik 50 tonluk Yarım-boru tipi arkaya devirmeli damperlilere kadar toplam 27 modeli yakından inceleme fırsatı buldular.

 

Meiller standında ziyaretçiler, yenilenen ürün yelpazesi ile kapsamlı nakliye çözümleri ve markanın yenilikçi gücünü görürken, hafif ticari araçlar için optimal taşıma kapasiteli üç tarafa devirmeli römorklardan, dayanıklılık isteyen işler için aşırı yük emniyet sistemine sahip üstyapılara kadar çok çeşitli ürünü de yakından inceleme fırsatı buldular.

 

Yeni modüler konsept

Meiller’in fuardaki en büyük sürprizi tüm arkaya devirmeli yarım-boru tipi üstyapılar için piyasaya sürdüğü yeni modüler konsept damperi oldu. Yeni model, ihtiyaca ve şasinin ağırlık kategorisine göre, hafif, orta veya ağır modeller olmak üzere farklı malzeme ve kalınlıklarda üretiliyor. Taban plakasının daha geniş ve yan duvarların daha düşük yükseklikte olması ağırlık merkezini alçaltırken, yükleme ve boşaltma yüksekliği konusunda da avantajlar sağlıyor. Önceki modellere göre yaklaşık 100 kg daha hafif olan damper, yasal yük taşıma kapasitesini, klasik modellere göre 300 kg’ye kadar daha fazla artırıyor.

 

Açık kalan damper kazalarını sona erdiren sistem

Meiller damperler, gerektiğinde uzaktan kumanda ile de kontrol edilebiliyor. Dijital radyo teknolojisinin kullanıldığı sistem sayesinde hidrolik sistem komutları ve diğer tüm seçenekler güvenlik içerisinde gerçekleştirilebiliyor. Sistem sayesinde damperli bir aracın yanlışlıkla kasası kaldırılmış vaziyette trafiğe çıkması da önlenmiş oluyor. Kasa kaldırılmış halde araç hareket ederse hızı 18 km/s’yi aştığında, araç otomatik olarak duruyor.

 

Her ihtiyaca uygun yeni damperli araçlar

Meiller, sektöründe kendi hidrolik kumanda sistemlerini kullanan tek firma olurken, müşterileri çelik yapıları, hidrolik elemanları ve kumanda sistemlerini tek bir kaynaktan temin edebiliyor. Aynı zamanda bu sayede damper parçaları eşsiz bir uyum sağlayarak ürünlerin verimliliği ve dayanıklılığına katkıda bulunuyor.